Kategoriler
10. SINIF 5.ÜNİTE: ROMAN

TANZİMAT EDEBİYATINDA ROMAN

Türk edebiyatında roman türüyle ilgili ilk örneklere hikâyede  olduğu  gibi  Tanzimat Dönemi’nde rastlanmaktadır. Bu dönemden önce, divan edebiyatındaki mesneviler ve halk edebiyatındaki halk hikâyeleri romanın yerini tutan eserler olsa da bu edebî metinler hem şekil olarak hem de içerik olarak modern romandan çok farklı özellikler taşımaktadır.

Divan edebiyatımızın Leyla ile Mecnun, Hüsrev ile Şirin, Yusuf ile Züheyla, v.b. mesnevilerini; halk edebiyatımızın Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Arzu ile Kanber, v.b. öyküleri; meddah öykülerini; Battal Gazi, Hayber Kalesi, v.b. gibi dinsel ve tarihsel öyküleri bir kenara bırakırsak,  Avrupa’daki anlamıyla öykü ve roman türleri Türkiye’ye Tanzimat edebiyatı ile girmiştir. Çeviri ile başlayan bu süreç, taklitler ile devam ederek gelişmiş ve kimliğini kazanarak günümüze gelinmiştir.

TANZİMAT EDEBİYATINDA ROMAN

Roman edebiyatımıza çeviri yoluyla girmiştir. Edebiyatımızda görülen roman biçimindeki ilk eser, Yusuf Kamil Paşa’nın Fénelon‘dan çevirdiği “Telemak“tır (1859). Bu eser özetlenerek çevrilmesine rağmen uzun yıllar (“Ahlak kitabı” olarak görüldüğünden) okullarda okutulmuştur.

Bu ilk dönemde bu tercüme eseri takip eden birçok eser daha çevrilmişti. Ancak, bu eserlerdeki en büyük sorun “dil” di. Dil oldukça ağırdı. Alışılagelen eski dil kullanımı Batı romanına uygun değildi. İkincisi de batı kültürü ile Osmanlı kültürü arasındaki ahlak farkıydı. Çevrilecek eserler Müslüman ahlakına ters düşmemeliydi.

Daha sonra Şemsettin Sami, “Taassuk-ı Talat ve Fitnat adlı romanı yazmıştır. Bu roman edebiyatımızda ilk yerli roman olarak kabul edilir.

İlk edebi romanımız Namık Kemal’in İntibah adlı eseridir.

İlk tarihi romanımızı Namık Kemal yazmıştır. İlk tarihi romanımız Cezmi’dir.

İlk realist roman denemesi Samipaşazade Sezai’nin Serüzeşt; ilk realist roman ise Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası adlı eseridir.

Edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman denemesi de Tanzimat döneminde yazılmıştır. Nabizade Nazım’ın Zehra romanı ilk psikolojik roman denemesidir.

İlk köy romanımız ise yine Nabizade Nazım’ın Karabibik eseridir.

Tanzimat döneminde çeviri eserler için söz konusu olan dil ve ahlak sorunları yerli eserlerin de başlıca sorunları oldu.

Tanzimat Edebiyatı öykü ve roman özellikleri:

1 – Tanzimat edebiyatı öykü ve romanında olaylar çoğunlukla günlük yaşamdan veya tarihten alınmıştır; olayların olmuş ya da olabilir izlenimini bırakması gerektiği konusunda bütün Tanzimat romancıları birleşmişlerdir.

2 – İlk öykülerde topluluk önünde anlatılan meddah öykülerinin etkisi ve tekniği görülür.

3 – Daha ilk eserlerden başlayarak, Tanzimat edebiyatı öykü ve romancılarının bir kısmı halka (Ahmet Mithat, Emin Nihat, Şemsettin Sami, Nabizade Nazım), bir kısmı aydın kişilere (Namık Kemal, Sami Paşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem) seslenmeyi tercih etmişlerdir.

4 – Bunun sonucu olarak da, halka seslenen yazarlar sade dille, aydın kişilere seslenen yazarlarsa yabancı sözlük ve dil kuralları ile yüklü bir dille yazmışlardır.

5 – Eserler genel olarak, duygusal, acıklı konular üzerine kurulmuştur. Olayların merkezinde aşk ve entrikalar vardır.

6 – Tanzimat öykü ve romanında işlenen önemli temalar: “tutsaklık”; zorla yapılan evliliklerin doğurduğu acı sonuçlar; Batı uygarlığı ile Osmanlı uygarlığı arasındaki farkların karşılaştırılması; kadın erkek arasındaki ilişkilerde değişik ortamlarda gelişen evlilik, âşık olma temaları ağırlıklı olarak işlenmiştir.

            7- Olaylar genellikle İstanbul’da geçer. Mekân fon olarak kullanılsa da ağırlıklı olarak o dönemin sosyal yaşamını yansıtacak yerlerdir.

8– Tanzimat edebiyatının ilk döneminde yetişen ve romantizm akımının etkisi altında kalan yazarların eserlerinde bu akımın özelliği olarak:

—Tesadüflere çok yer verilmiştir.

—Yazarların kişiliği gizlenmemiş; ikide bir okuyucuya “Ey Kaari!” (okuyucu) diye seslenilmiş; olaylar okuyucuyla konuşa konuşa yürütülmüştür.

—Sırası düştükçe, olayın yürüyüşü durdurulmuş, bir takım bilgiler verilmiştir.

Roman aracılığı ile bireyi eğitme ve toplumu düzeltme amacı gözetilmiş; bunun için de siyaset, din, ahlak, felsefe v.b. ile ilgili düşünce ve bilgiler ya olayın yürüyüşü durdurulup ya da olayların örülüşü içinde dolaylı olarak okuyucuya aktarılmıştır.

—Kahramanlar çoğu zaman yaşamdan alınmış doğal kişilerdi. Ancak kimi zaman olağanüstü olaylara ve insanlara da yer verilmiştir.

—Kahramanlar çoğu zaman tek yönlüdür. İyiler tamamen iyi, kötüler de tamamen kötüdür.

—Olayların sonunda, çoğu zaman iyiler ödüllerini, kötüler ya da suçlular cezalarını alırlar.

—Kahramanlar çoğu zaman bir görüşte âşık olurlar.

—Yer ve çevre tasvirleri çoğu zaman eseri süslemek için yapılmıştır.

—Kişi tasvirleri de çoğu zaman olay içinde eritilmemiş; tersine, olayın yürüyüşü durdurularak, kişinin kaşı, gözü, saçı, v.b. özellikleri teker teker anlatılmıştır.

9-Romanlar ilk oldukları için teknik olarak kusurludurlar. Yazarın yaklaşımı teknik sağlamlık değil, hikâyeden çıkarılacak ders üzerinedir.

10 – Tanzimat edebiyatının ikinci döneminde yetişen realizm (gerçekçilik) ile natüralizm (doğalcılık) akımlarının etkisi altında kalmaya başlayan yazarların eserlerinde ise, gözleme önem verilmiş, nedenlerle sonuçlar arasında bağlar aranmış, olağanüstü olaylar ve kişiler bırakılmış, anlatılan her şeyin olabilir izlenimini bırakmasına dikkat edilmiştir.