Kategoriler
12. SINIF 5. ÜNİTE: TİYATRO

CUMHURİYET TİYATROSU

*Cumhuriyet Dönemi’nde 1950’li yıllardan sonra sanat ve edebiyattaki yenilikler tiyatro türünün gelişmesine zemin hazırlamış ve bu dönemde tiyatro türünde verilen eserlerin sayısı artmıştır.

*Cumhuriyet tiyatrosunu 11.sınıf tiyatro ünitesinde ayrıntısıyla işledik. O nedenle burada sadece kısa bir özet verip önceden değinmediğimiz isimleri vereceğiz.

*Cumhuriyet Dönemi’nde birçok alanda köklü değişimler yaşanmıştır. Ülke tarımda, sanayide, eğitimde, yaşam biçiminde birçok toplumsal değişim yaşamış ve bunlara bağlı olarak diğer edebî türlerde olduğu gibi tiyatro türünde de konular çeşitlenmiştir.

*Epik ve absürt tiyatro türünde eserler verilmiştir.

* Bireyin iç dünyasından toplumsal sorunlara, kuşak çatışmasından evrensel konulara kadar pek çok konu tiyatroda yerini almaya başlamıştır. Ruhsal çelişkiler anlatılmıştır.

*Her kesimden insan, somut gerçeklerle anlatılmış

*Geleneksel tiyatro ile modern tiyatronun özelliklerinin bir arada verildiği eserler ortaya çıkmıştır.

*Bu dönemin tiyatro eserlerinde kullanılan açık ve yalın bir dil, somut bir anlatım üslubun belirleyici özellikleri olmuştur.

*Nazım, nesir veya nazım-nesir karışık oyunlar verilmiştir.

*Çocuk tiyatrosu da gelişmiş, kadınlar sahnede daha çok yer almıştır.

*Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu’nda

– Orhan Asena- Hürrem Sultan

– Güngör Dilmen- Canlı Maymun Lokantası, Midas’ın Kulakları,

-Haldun Taner- Keşanlı Ali Destanı

-Vedat Nedim Tör -Sanatkâr Aşkı, Hep ve Hiç

– Cevat Fehmi Başkut –Ayarsızlar, Buzlar Çözülmeden

 -A. Turan Oflazoğlu- IV. Murat, Kösem Sultan

– Turgut Özakman -Töre, Ah Şu Gençler

-Refik Erduran -Cengiz Han’ın Bisikleti, Karayar Köprüsü

– Necati Cumalı -Nalınlar, Yaralı Geyik

– Recep Bilginer -Sarı Naciye, Gazeteciden Dost

-Sabahattin Kudret Aksal -Kahvede Şenlik Var, Şakacı

 gibi sanatçılar tiyatro alanında verdikleri eserlerle tanınmışlardır.

*Güngör Dilmen, oyunlarında içinde bulunduğu şartlarda bireyin iç dünyası ve gerilimlerini ortaya koyar.

 *Güngör Dilmen, Tük edebiyatında absürt tiyatronun da önemli isimlerindendir. Türk edebiyatında 1960’lı yılların sonuna doğru etkili olan bu tiyatro anlayışında; umutsuzluk, korku, anlamsızlık, topluma ve kendine yabancılaşan insanlar ön plana çıkarılır.

*Absürt tiyatro ile birlikte geleneksel tiyatrolarda hem kurgusal hem de anlamsal birtakım değişiklikler görülür. Zaman ve mekan unsurlarında gerçekliğin geri plana atılması, neden-sonuç ilişkisinin ve kronolojik zamanın kırılması, soyutlamalara yer verilmesi bu tiyatronun getirdikleridir. Melih Cevdet Anday, Aziz Nesin, Sermet Çağan, Ferhan Şensoy gibi yazarların tiyatrolarında klasik yapı genellikle kırılır.

*Yetmişli yıllar, toplumsal huzursuzlukların yoğun olduğu ve tiyatronun toplumsal yaşayıştan ayırmanın mümkün olmadığı, pek çok topluluğun politik tiyatro yaptığı dönemdir.

*Bu dönemde sık sık yerli ve yabancı siyasal-belgesel oyunlar, tarihsel oyunlar, gerçekçi köy oyunları, geleneksel Türk tiyatrosunun özelliklerine dayalı müzikli oyunlar, kabareler, epik oyunlar yazıldı ve sahnelendi.

*Yetmişlerin başlarında, sonradan ekonomik nedenlerden dolayı kapanacak özel tiyatrolarda bir artış görülmüştür. ”Dostlar Tiyatrosu” ve “Kent Oyuncuları” bu dönemde kurulmuştur.

*Bu dönemde en başarılı oyunlar, geleneksel Türk tiyatrosunun anlatım biçimlerini kullanmayı sürdüren Turgut Özakman’ın, aynı biçemi benimseyen Oktay Arayıcı’nın ve epik türde yazdığı toplumcu gerçekçi oyunlarla pekiştiren Vasıf Öngören’in ürünleridir. 

*1980’lerde ise oyun yazarlığı nicelik ve nitelik açısından bir durgunluk yaşadı.

*Bu dönemde 1950’lerden ya da 1960’lardan bu yana oyun yazmayı sürdüren yazarlar dışında, 1970’lerde yazmaya başlayan Bilgesu Erenus ve Tuncer Cücenoğlu’nun yapıtlarıyla, 1980’lerde gündeme gelen Murathan Mungan, Ülkü Ayvaz, Ferhan Şensoy ve Mehmet Baydur gibi yeni yazarların oyunları sergilendi.

*1990’lı yılların sonlarından itibaren uluslararası arenada da Tuncer Cücenoğlu, Memet Baydur, Ferhan Şensoy, Uğur Uludağ gibi yazarlar isim yapmışlardır.

*Tuncer Cücenoğlu, özellikle Balkan ülkelerinde büyük ilgi ile karşılandı.

*Memet Baydur ise, evrensel temaları ele alan çalışmalarını, absürt tiyatronun potasında eritmiş ve Çağdaş Türk Tiyatrosunun en özgün eserlerinden bazılarını ortaya koymuştur.

*Özellikle “Kamyon” ve “Vladimir Komarof” Memet Baydur’un dramatik yapı olarak en başarılı eserleridir.

*Ferhan Şensoy, ustası kabul ettiği Haldun Taner’den aldığı Geleneksel Türk Tiyatrosu kalıplarını, daha çok dünya tiyatrosunun önemli yazarlarının oyunları ile devşirme yoluna giderek, söz esprisine dayalı diye tanımlanabilecek yenilikçi bir tiyatronun temellerini oluşturdu.

*”İçinden Tramvay Geçen Şarkı” ve “Güle Güle Godot” bunun başlıca örneklerindendir.

*Oyunlarını “Ortaoyuncular Tiyatrosu” ismini verdiği tiyatroda sahnelemiştir.

*Kendi tarzını yaratmaya çalışan genç tiyatro ekipleri daha çok deneysel tarzlara yöneldiler.

Kategoriler
11. SINIF 6. ÜNİTE: ROMAN

CUMHURİYET DÖNEMİ 1950-1980 ARASI TOPLUMCU- GERÇEKÇİ ROMAN

Tanzimat döneminde Nabizade Nazım’ın Karabibik kitabıyla başlayan köye yönelmenin ilk başarılı örnekleri Ebubekir Hazım Tepeyran’ın “Küçük Paşa” ve Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı yapıtlarıyla Milli Edebiyat döneminde verilmiştir.

1950’li yıllarda Köy Enstitülü yazarların çabalarıyla köy olgusu romanlarda daha farklı bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştır. Köy Enstitülerinde yetişen köy kökenli yazarlar konularını daha çok toprağa bağlı insanların hayatlarından alan eserler yazmışlardır. Anadolu köy ve kasabalarına yönelmişlerdir.

Mahmut Makal’ın 1950’de köy notlarını içeren “Bizim Köy” adlı kitabının yayımlanmasıyla, Fakir Baykurt ve Talip Apaydın gibi yazarların eserleriyle köye ve köy hayatına ilgi daha da artmıştır. 

1960’lardan itibaren Fakir Baykurt, Kemal Bilbaşar, Yaşar Kemal gibi yazarlar köy – kasaba konularını işlemeyi sürdürürken Sabahattin Ali, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin gibi yazarlar bir süre sonra kent insanının ve büyük kentin sorunlarını da ele alan konulara yönelmişlerdir.

Toplumcu Gerçekçi Romanın Genel Özellikleri

1. Türk edebiyatında toplumcu gerçekçilik, 1930’lardan 1980’lere kadar özellikle roman alanında varlığını güçlü bir biçimde sürdürmüştür.

2.Toplumcu gerçekçiler eserlerinde büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler ve sosyalizm üzerinde durmuştur.

3.Bu eserlerde siyasi ideolojiler ön plana çıkar. Yazar, okuyucuyu kendi düşünceleri doğrultusunda yönlendirmek ister.

4.Marksist ve sosyalist düşünce etkilidir.

5. Roman, düşünceleri aktarmak için bir araç olarak görülür. Yani, sanat toplum içindir, anlayışı benimsenir.

6. Roman ve hikâyelerde çok sağlam bir kurgu görülmez.

7. Dil sade halk dilidir. Konuşma dili esas alınır. Yerel/yöresel ifadeler yer alır.

8.Kahramanlar genellikle sıradan kişilerdir. Özellikle ezilmiş Anadolu insanı ve büyük şehirlerde yaşayan küçük insanlardır.

9.Anadolu coğrafyası ve insanı, toplumdaki düzensizlikler, çatışmalar, köy gibi küçük yerleşim yerlerinin sorunları ağa-köylü, öğretmen-imam, zengin-fakir, halk-yönetici, güçlü-güçsüz, aydın-cahil ve büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler gibi konular üzerinde yoğunlaşmışlar.

10.Toplumda yaşanan bu unsurların adaletsizlikleri sorgulanır.

11.Gözlem çok önemlidir.

12. Realizm ve natüralizmin etkileri görülür.

Bu anlayışı benimseyen sanatçılar:

·         Kemal Bilbaşar,

·         Orhan Kemal,

·         Kemal Tahir,

·         Yaşar Kemal,

·         Sabahattin Ali,

·         Sadri Ertem,

·         Samim Kocagöz,

·         Fakir Baykurt,

·         Aziz Nesin,

·         Rıfat Ilgaz.

·         Abbas Sayar

·         Aziz Nesin

·         Talip Apaydın

TOPLUMCU GERÇEKÇİ ANLAYIŞLA ROMAN YAZAN YAZARLAR

 1. SADRİ ERTEM (1900 – 1943)

 * 1930’lu yıllarda, konularını köylünün, işçinin, orta sınıfın sıkıntılarından alan romanlar yazmıştır.

 *Sanatsal üsluba karakter ve duygu tahlillerine önem vermemiştir. Yani estetiği düşünmemiş; sadece ekonomik, sosyolojik, sınıfsal gerçekleri anlatmaya çalışmıştır.

Roman: Çıkrıklar Durunca, Bir Varmış Bir Yokmuş, Düşkünler, Yol Arkadaşları

 2. SABAHATTİN ALİ (1907 – 1948)

*Toplumcu gerçekçi bir sanatçıdır. 1950’den sonra yetişen yazarlara öncülük eden önemli yazarlardandır.

*Şiirler, hikâyeler, romanlar yazmış, çeviriler yapmıştır. Sabahattin Ali, 1930’lu yıllarda öyküye gerçekçi ve yeni bir soluk getirmiştir.

*İnsanın zavallılığını ve gücünü aynı sarsılmaz üslupla, zaman zaman masalsı ve destansı bir biçimde yansıtmayı başarmıştır.

* Romanlarında insanın ruhuna ayna tutmuş ve gerçeğe bu aynadan bakmış, okurların gerçekliği daha derinden algılamasını sağlamıştır.

*Markopaşa adlı mizahi dergiyi çıkaranlar arasında (Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la birlikte) yer almış, bu dergide başyazılar yayımlamıştır.

Roman: Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna

 3. KEMAL TAHİR (1910 -1973)

*Toplumcu gerçekçi bir romancıdır.

*Hapishane yaşamını, Kurtuluş Savaşı’nı, tarihi, köy yaşamını ve eşkıya hikâyelerini konu edindiği romanlarıyla tanınmıştır.

*Tasvire önem veren yazarın eserlerinde anlaşılır bir dili ve yalın bir anlatımı vardır.

*Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu anlattığı, Osmanlı toplumunun gelişim sürecinin Batı’dan farklı olduğunu ileri sürdüğü tezli romanı “Devlet Ana” (1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü) romanıyla ve Kurtuluş Savaşı yıllarını konu edindiği “Yorgun Savaşçı” (1968 Yunus Nadi Roman Ödülü) romanlarıyla tanınmıştır. “Yol Ayrımı” romanında da Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki çok partili hayata geçiş denemesini anlatmıştır. Bu romanları aynı zamanda tarihi roman türündedir.

*Ekonomik kaygıyla polisiye roman türünün önemli eseri olan Mayk Hammer’ın yerli versiyonlarını yazmıştır.

* “Körduman, Bedri Eser, Samim Aşkın, F.M. İkinci, Nurettin  Demir, Ali Gıcırlı” takma adlarını kullanmıştır.

*Anlatımı daha etkili kılmak, görüşlerini desteklemek gibi nedenlerle eserlerinde kimi yazar ve şairlere yer vermiştir.

 Roman: Devlet Ana, Yorgun Savaşçı, Esir Şehrin İnsanları, Rahmet Yolları Kesti, Esir Şehrin Mahpusu, Bozkırdaki Çekirdek, Kurt Kanunu, Yol Ayrımı

 4. AZİZ NESİN (1916 -1995)

*Toplumcu gerçekçi bir yazardır.

*Toplumsal olayları karikatürize ederek işlemiştir.

*Eserleriyle toplumu bilinçlendirmeyi ve eksiklikleri gidermeyi amaçlamıştır.

*Eserlerinde genellikle toplum ve birey yaşamını uyumsuz duruma düşüren olayları, yöneticileri, sömürücüleri, çıkarcıları, vurguncuları, kendini bilmezleri, cahilleri…ele almıştır.

*Yalın bir dil kullanmıştır.

*Tipleri, herkesin günlük yaşamda rastlayabileceği insanlardan seçmiş; bunları yerel ağızlarıyla konuşturmuştur.

*”Markopaşa” adlı mizahi hiciv dergisini çıkaranlar arasındadır.

* Dünyaca tanınmış mizahi öykü yazarıdır.

 Roman: Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Zübük, Gol Kralı Sait Hopsait, Şimdiki Çocuklar Harika, Tatlı Betüş, Erkek Sabahat, Tek Yol, Saçkıran Kadın Olan Erkek

 5. ORHAN KEMAL (1914 -1973)

*Gerçek adı “Mehmet Raşit Öğütçü” olan yazar daha çok öyküleriyle tanınır.

*İlk öykülerini “Orhan Raşit, Bacaksız Orhan” gibi takma adlarla yayımlamıştır.

* Öykü ve roman kişilerini, günlük konuşma diliyle ve yerel sözcüklerle konuşturmadaki ustalığı dikkat çekmiştir.

*Eserlerinde kişilerin ruhsal durumlarını, uzun anlatımlar yerine, konuşmalarla vermiştir.

* Çukurova’nın sanayileşmesini ve işçi sorunlarını, kırsal yöre insanının töresel sıkıntılarını, tarımın makineleşmesi ve ırgatların sıkıntılarını, ekmek kavgası veren küçük çocukları mahpusları, bekçileri gardiyanları… konu edinmiştir.

* Yalın ve sürükleyici bir dil kullanmıştır.

*Birçok eseri beyaz perdeye aktarılmıştır.

Roman: Baba Evi, Murtaza, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerinde, Hanımın Çiftliği, Avare Yıllar, Gurbet Kuşları, Suçlu, Devlet Kuşu, Eskici ve Oğulları, Kanlı Topraklar, Tersine Dünya

6. YAŞAR KEMAL (1923 -2015 )

*Asıl adı Kemal Sadık Göğçeli’dir.

*Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan, Anadolu insanının ekonomik ve toplumsal sorunlarını dile getirdiği röportajları ile tanınmaya başlanmıştır.

*Türkiye’de tarımdan sanayileşmeye geçiş evresi olarak nitelenebilecek 1950’li yıllarda, Çukurova’nın geniş biçimde makineleşmeye açılması ve verimli topraklar üzerindeki ağalar arası rant savaşının kızışması, bunun yoksul Çukurova köylüsü üzerindeki sonuçları Yaşar Kemal’in romanlarının ilk evresinin ana temasını oluşturmuştur.

*1953-54’te Cumhuriyet’te tefrika edilen ilk romanı “İnce Memed” büyük ilgi uyandırmıştır.  Ağa baskısı karşısında dağa çıkan eşkıya “İnce Memed”le yazar, bir destan kahramanını anlatırken aynı zamanda toplumsal yapıdaki aksaklıkların da eleştirisini yapar.

*”Teneke”, Çukurova yöresindeki çeltik ağalarına karşı mücadele eden ve köylünün yanında yer alan genç ve idealist bir kaymakamın trajik öyküsünü işler, “aydının mücadele gücü”nü dile getirir. Daha sonra bu romanı iki perdelik oyun biçiminde sahneye uyarlamıştır.

*Halk öykücülüğünden yola çıkarak, sözlü gelenekte yaşayan Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik öykülerini “Üç Anadolu Efsanesi” adıyla yeniden kaleme almıştır.

*Yaşar Kemal 70’li yılların ortalarından itibaren , “Al Gözüm Seyreyle Salih”, “Kuşlar da Gitti” ve “Deniz Küstü” romanlarında ilk kez Çukurova dışına çıkarak kenti ve deniz insanını konu edinmiştir.

*Anadolu insanının sözlü anlatım geleneğinin ürünleri olan destanlardan, ağıtlardan, halk öykülerinden, masallardan, türkülerden ve çağdaş roman tekniklerinden yararlanmıştır.

*Kurduğu imge ve mit dünyası, benzetmeler, betimlemeler, doğanın tüm yönleriyle anlatımı, kullandığı dil, yerel sözcükler ve deyimler, atasözleri, yakarışlar, sövgüler onun anlatımını canlı ve etkileyici kılmıştır. 

*Şiirsel üslubu ve olağanüstü düş gücüyle, modern romanla epik anlatım biçimlerini başarıyla bağdaştırması onu özgün ve güçlü kılmıştır. 

*Eserlerinde kullandığı bölgesel sözler ve deyimlerle ilgili Ali Püsküllüoğlu tarafından Yaşar Kemal Sözlüğü adlı bir kitap yayımlanmıştır. 

Roman: İnce Memed, Teneke, “Dağın Öteki Yüzü” üçlemesi (“Orta Direk”, “Yer Demir Gök Bakır”, “Ölmez Otu”), “Akçasazın Ağaları” dizisi (“Demirciler Çarşısı Cinayeti”, “Yusufçuk Yusuf”), “Hüyükteki Nar Ağacı”, “Kimsecik” üçlemesi (“Yağmurcuk Kuşu”, “Kale Kapısı”, “Kanın Sesi”), Ağrıdağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırcalı Efe, Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Al Gözüm Seyreyle Salih, Kuşlar da Gitti, Deniz Küstü, “Bir Ada Hikâyesi” üçlemesi (“Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana”, Karıncanın Su içtiği”, “Tanyeri Horozları”)

 7. NECATİ CUMALI (1921 – 2001) 

*Şiir, hikâye, roman ve tiyatro türlerinde eserler vermiştir. 

* Gözlemlerinden yola çıkarak toplumsal sorunları ele almıştır. 

*Ege bölgesinin kırsal insanının yaşantısını anlatmıştır. 

*Özellikle tütün işçilerinin sorunlarını, köylünün doğa ile mücadelesini, kadın-erkek ilişkilerini, kasaba insanı ve kadın gerçeğini işlemiştir.

*Şiirsel dili ve ayrıntıları ustaca kullanması kolayca okunmasını sağlamıştır.

*Sinemaya da uyarlanmış olan “Susuz Yaz” adlı eserini hem tiyatro hem de hikâye biçiminde kaleme almıştır. 

 Roman: Tütün Zamanı (Zeliş),Acı Tütün, Yağmurlar ve Topraklar, Viran Dağlar, Aşk da Gezer, Uç Minik Serçem

 8. SAMİM KOCAGÖZ ( 1916 -1993) 

*Hikâyelerin konularını yaşadığı Söke çevresinden ve Menderes vadisinin toprak sorunlarından almış, alışılmış teknik ve anlatıma bağlı kalarak sınıfsal çelişkileri, ekonomik nedenlerle değişen düzen ve dünya görüşlerini incelemiştir.

* Yalın ve akıcı bir dil kullanmıştır.

*Güçlü gözlemlere dayalı sağlam bir anlatım benimsemiştir.

 Roman: İkinci Dünya, Bir Şehrin İki Kapısı, Yılan Hikâyesi, Onbinlerin Dönüşü, Kalpaklılar, Doludizgin, Bir Karış Toprak, Bir Çift Öküz, İzmir’in İçinde, Tartışma, Mor Ötesi, Eski Toprak 

9. KEMAL BİLBAŞAR (1910 -1983) 

*Doğu Anadolu’daki feodal toplum yapısına ışık tutmuştur.   

*İnançlar, gelenek ve töreler, hayat görüşleri, çıkar çatışmaları ve yerli renklerle beslenmiş olayları gelenekçi bir anlatışla işlemiştir. 

*Anadolu köy ve kasaba yaşayışını folklordan yararlanarak masalsı bir dille anlatmıştır.

* Refik Halit’le başlayan memleket hikâyeciliğini, eleştirel ve sert bir gerçekçilik içerisinde ele almıştır. 

Roman: Cemo, Memo, Yeşil Gölge, Başka Olur Ağaların Düğünü, Denizin Çağrısı, Ay Tutulduğu Gece, Zühre Ninem

10. MAHMUT MAKAL

*Yazarlık hayatına yeni bir köy öğretmeni olarak Varlık dergisine gönderdiği köy mektupları ve notlarıyla başladı. 

*Bu notların toplandığı “Bizim Köy” kitabı geniş bir ilgi uyandırdı; edebiyatımızda köy edebiyatı çığırını başlattı.

     *Anadolu’nun köy ve kasabalarını, eğitim sorunlarını, öğretmen kıyımlarını ele almıştır.

 Eserleri:  Notlar (hikâyemsi izlenimler): Bizim Köy, Köyümden, Hayal ve Gerçek, Memleketin Sahipleri 

11. TALİP APAYDIN (1926 -2014 ) 

*İlk şiir ve hikâyeleri Köy Enstitüleri Dergisi’nde yayımlanmıştır. 

*Köy gözlemlerini notlar halinde kaleme almıştır.

* Konularını köy ve kasaba olaylarından alan hikâye ve romanlar yazmıştır. 

Roman: Sarı Traktör, Yarbükü, Emmioğlu, Ortakçılar (Sonraki basımda Ortakçının Oğlu adıyla basılmıştır), Define, Köylüler, Tütün Yorgunu, Toprağa Basınca…

 12. FAKİR BAYKURT (1929 – 1999)

*Köy Enstitüsü çıkışlı yazarlardandır. 

*İçinde doğup yetiştiği köylülerin hallerini anlatmaya çalışmıştır.  Özellikle Orta Anadolu bölgesini konu edinmiştir. 

*İnsanları, okurları aydınlatmayı, daha ileriye taşımayı görev edinmiştir.

* Köyün ve köylünün sorunlarını halkçı bir bakışla, yalın bir dille işlemiş, köylünün bilinçaltındaki çelişkileri yansıtmıştır.

Roman: Yılanların Öcü, Irazca’nın Dirliği, Onuncu Köy, Kaplumbağalar, Tırpan, Yarım Ekmek…

 13. DURSUN AKÇAM (1930 – 2003) 

*Gazete ve dergilerdeki röportajlarıyla edebiyat dünyasına girmiştir. 

* Kuzeydoğu Anadolu’nun köy ve kasaba hayatını, dertlerini sergileyen, etkili ve yalın eserler yazmıştır.

*Kırsal kesim gözlemlerini mizahi ve yalın bir üslupla anlatmıştır.  

Roman: Kanlı Dere’nin Kurtları, Dağların Sultanı, Kafdağı’nın Ardı, Ucu Ucuna Yaşam

 14. ABBAS SAYAR (1923 -1999

*Köy gerçekliğini döneminin köy edebiyatçılarından farklı olarak kendine has bir üslupla yansıtmıştır.

* Yozgatlı olan ve burada uzun yıllar yaşayan yazar, yapıtlarında genellikle Orta Anadolu’yu anlatmıştır.

*”Bozkırın romancısı” olarak bilinir.

* “Yılkı Atı” romanıyla geniş kesimlerce sevilmiştir. Yılkıya (başıboş) bırakılan bir atın doğadaki yaşam mücadelesini arka planda köy gerçekliğini, halkın yoksulluğunu da vererek anlatmıştır. 

*Oldukça şiirsel, günlük konuşma dilinin deyimlerin zenginleştirdiği bir dil ve anlatımı vardır. 

Roman: Yılkı Atı, Çelo, Can Şenliği, Dik Bayır, Tarlabaşı Salkım Saçak, Anılarda Yumak Yumak 

15. RIFAT ILGAZ

*Mizahi dille eser veren önemli yazarlarımızdandır.

*En ünlü eseri Hababam Sınıfı’dır.

*1982’de Yıldız Karayel romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı ve Madaralı Roman Ödülünü almıştır.

Romanları:Hababam Sınıfı, Yıldız Karayel, Karartma Geceleri, Pijamalılar, Sarı Yazma, Halime Kaptan…