- Batılı anlamda hikâye edebiyatımıza ilk olarak bu dönemde girmiştir.

- Çeviri ile başlayan bu süreç, taklitler ile devam ederek gelişmiş ve kimliğini kazanarak günümüze gelinmiştir.
- Türk edebiyatında öykü ve roman alanındaki yerli ürünler, Ahmet Mithat‘ın 1870’te basılan “Kıssadan Hisse” ve “Letaif-i Rivayat” adlı öykü kitapları ile verilmeye başladı.

- Tanzimat döneminde çeviri eserler için söz konusu olan dil ve ahlak sorunları yerli eserlerin de başlıca sorunları oldu.
- Tanzimat edebiyatı öykü ve romanında olaylar çoğunlukla günlük yaşamdan veya tarihten alınmıştır; olayların olmuş ya da olabilir izlenimini bırakması gerektiği konusunda bütün Tanzimat sanatçıları birleşmişlerdir.
- İlk öykülerde topluluk önünde anlatılan meddah öykülerinin etkisi ve tekniği görülür.
- Daha ilk eserlerden başlayarak, Tanzimat edebiyatı öykü ve romancılarının bir kısmı halka (Ahmet Mithat, Emin Nihat, Şemsettin Sami, Nabizade Nazım), bir kısmı aydın kişilere (Namık Kemal, Sami Paşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem) seslenmeyi tercih etmişlerdir.
- Bunun sonucu olarak da, halka seslenen yazarlar sade dille, aydın kişilere seslenen yazarlarsa yabancı sözlük ve dil kuralları ile yüklü bir dille yazmışlardır.
- Eserler genel olarak, duygusal, acıklı konular üzerine kurulmuştur.
- Tanzimat öykü ve romanında işlenen önemli temalar: “tutsaklık”; zorla yapılan evliliklerin doğurdu acı sonuçlar; Batı uygarlığı ile Osmanlı uygarlığı arasındaki farkların karşılaştırılması; kadın erkek arasındaki ilişkilerde değişik ortamlarda gelişen evlilik, âşık olma temaları ağırlıklı olarak işlenmiştir.
- Tanzimat edebiyatının ilk döneminde yetişen ve romantizm akımının etkisi altında kalan yazarların eserlerinde bu akımın özelliği olarak:
—Tesadüflere çok yer verilmiştir.
—Yazarların kişiliği gizlenmemiş; ikide bir okuyucuya “Ey Kaari!” (okuyucu) diye seslenilmiş; olaylar okuyucuyla konuşa konuşa yürütülmüştür.
—Sırası düştükçe, olayın yürüyüşü durdurulmuş, bir takım bilgiler verilmiştir.
Roman aracılığı ile bireyi eğitme ve toplumu düzeltme amacı gözetilmiş; bunun için de siyaset, din, ahlak, felsefe vb. ile ilgili düşünce ve bilgiler ya olayın yürüyüşü durdurulup ya da olayların örülüşü içinde dolaylı olarak okuyucuya aktarılmıştır.
—Kahramanlar çoğu zaman yaşamdan alınmış doğal kişilerdi. Ancak kimi zaman olağanüstü olaylara ve insanlara da yer verilmiştir.
—Kahramanlar çoğu zaman tek yönlüdür. İyiler tamamen iyi, kötüler de tamamen kötüdür.
—Olayların sonunda, çoğu zaman iyiler ödüllerini, kötüler ya da suçlular cezalarını alırlar.
—Kahramanlar çoğu zaman ilk görüşte âşık olurlar.
—Yer ve çevre tasvirleri çoğu zaman eseri süslemek için yapılmıştır.
—Kişi tasvirleri de çoğu zaman olay içinde eritilmemiş; tersine, olayın yürüyüşü durdurularak, kişinin kaşı, gözü, saçı, vb. özellikleri teker teker anlatılmıştır.
- Tanzimat edebiyatının ikinci döneminde yetişen realizm (gerçekçilik) ile natüralizm (doğalcılık) akımlarının etkisi altında kalmaya başlayan yazarların eserlerinde ise, gözleme önem verilmiş, nedenlerle sonuçlar arasında bağlar aranmış, olağanüstü olaylar ve kişiler bırakılmış, anlatılan her şeyin olabilir izlenimini bırakmasına dikkat edilmiştir.
- İlk dönemlerde öykü ve roman birbirinden ayrı değildir. Hikâye kelimesi romanı da içine alıyordu.
- Bu ilk anlatılar ve batıdan yapılan çevirilerden sonra Türkler de öykü yazmaya başlar.
- İLK öyküler AHMET MİTHAT EFENDİ tarafından yazılır.
- Daha sonra 25 kitap içinde, bir kısmı uyarlama bir kısmı telif olmak üzere otuz parçadan oluşan LETAİF- İ RİVAYAT serisinin ilk cildini yayımlar.
- EMİN NİHAT BEY in, MÜSAMERETNAME(gece sohbetleri) adlı 7 uzun öyküden oluşan eseri eski ile yenin iç içe olduğu bir geçiş dönemi ürünüdür.
- Batılı anlamda ilk hikâye kitabı Samipaşazade Sezai’nin yazdığı Küçük Şeyler kitabıdır.
- “Sanat toplum içindir.” anlayışı hâkimdir. Amaç halkı eğitmek olduğu için içeriğe önem verdiklerinden teknik açıdan zayıftır.
MODERN TÜRK ÖYKÜCÜLÜĞÜNÜN ÖNCÜLERİ
- AHMET MİTHAT EFENDİ
- EMİN NİHAT
- RECAİZADE MAHMUT EKREM
- SAMİ PAŞAZEDE SEZAİ
- NABİZADE NAZIM
AHMET MİTHAT EFENDİ ve LETAİF-İ RİVAYAT

- Öykülerinde araya girip okuyucuyla diyalog kurar ve açıklama yapar. (meddah anlayışı)
- Çerçeve öykü içinde bağımsız öyküler oluşturur.
- AHMET MİTHAT estetik ve sanat kaygısı yerine öğretici ve yararlı olmayı tercih etmiştir.
- Öyküyü bilgi aktarma aracı olarak görür. Ona göre insanlara önce kitap okuma zevki aşılanmalı.
- Dünyadaki gelişmeler, yabancı ülke ve şehirler, fen ve teknoloji buluşları İLK olarak onun eserlerinde yer bulur.
“LETAİF- İ” RİVAYAT SERİSİNDE
- Halk öykücülüğünün iki önemli kolu olan ÂŞIK TARZI ve MEDDAH TARZI anlatım geleneğinden vazgeçmez.
- HACE-İ EVVEL unvanıyla halka yakın durur.
- Göze değil kulağa hitap eder(sohbet eder gibi)
- Yerli hayatı konu edinir. Yerli hayattan yana tavır sergiler.
- Sosyal fayda amacı güder.
- Ana konuların yanında başka konularda işler.
SAMİPAŞAZADE SEZAİ (öyküde ileri adım)

- TÜRK öykücülüğünün gelişiminde en önemli adım ve gelişme onlarla başlar.
- AHMET MİTHAT’IN aksine öyküleri sanat endişesi taşır ve bireysel konular ele alınır. Ama asıl öykü Servet-i Fününcuların kaleminde gelişir. (Halit Ziya Uşaklıgil öncülüğünde modern hikâyeye vücut veren ilk kişi Samipaşazade Sezai’dir. Anlattığı kişinin dış görünüş ve iç dünyasının çözümlemesini yapar.
- AHMET MİTHAT’ın kurgulanmış kişilerinin yanında onun anlattığı kişiler hayatın içinde karşılığı olan canlı bireylerdir
- NAMIK KEMAL’e daha yakın sanatlı bir üslup sergiler.
- Gündelik hayatın sıradanlığı vardır.
- Öyküleri KÜÇÜK ŞEYLER ile anı ve makalelerinin yer aldığı RUMUZU’L EDEP’te toplanmıştır.


- Samipaşazade Sezai’nin ”Küçük Şeyler” adlı kitabında yer alan öyküleri modern anlamda kısa öykülerin başlangıcı kabul edilir. Avrupai tarz küçük hikâyenin İLK örneği kabul edilir.
- Eserleri romantizm ve realizmin izlerini taşır.
- Gözleme dayalı bir anlatım vardır.
- Olaylarda ve kişilerde olağanüstülük yoktur.
- Daha çok realist eserler verirken romantizme açıktır.
- KÜÇÜK ŞEYLER düz yazıda EDEBİYAT-I CEDİDE yazarlarının kılavuzu olur.
- PANDOMİMA VE DÜĞÜN adlı eserinde romantizmle birlikte realist anlayıştan gelen etkiler görülür.
- KEDİLER eseri sıradan insanın öyküsüdür ve realist bir etki görülür.

NABİZADE NAZIM

- Üçüncü kuşağı oluşturan ARA NESİL mensuplarının kaleme aldığı türler arasında öykü de vardır. Bu kuşağın öncülerinden olan NABİZADE NAZIM Hakikiyyun (realizm- natüralizm) savunanlar arasındadır.
- Romantizmden sonra Realist – Natüralist anlayışa geçer.
- KARABİBİK edebiyatımızda köy hayatını konu alan ilk öyküdür. Gerçekçi köy edebiyatı için başlangıç KARABİBİK’tir.
- KARABİBİK’i, Emil Zola’nın TOPRAK eserinden esinlenerek yazdığı ifade edilir.
- Eserlerinde gözlem var.
- Olağanüstülük yok.