Kategoriler
11. SINIF 7. ÜNİTE: TİYATRO

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU (1923-1980)

MODERN TÜRK TİYATROSU

  • TANZİMAT TİYATROSU

Modern Türk tiyatrosunun ilk örnekleri verilir. “Sanat, toplum içindir.”anlayışı hâkimdir. Yani tiyatro halkı eğitmek için bir araçtı. II. Dönemde ise tiyatro okunmak için yazıldı.

  • SERVET-İ FÜNUN TİYATROSU

Tiyatro çok geri planda kaldı. Okunmak için yazıldı. Fecr-i Âti ile birlikte pek gelişemedi.

  • MİLLİ EDEBİYAT TİYATROSU

Tiyatro yine ön plana çıktı. Kurtuluş Savaşı, milli mücadele gibi konular işlendi. Realist akımla eserler verildi. Tiyatro bir araçtı.

  • CUMHURİYET TİYATROSU

Tiyatro Anadolu’ya yayılır. Dilde sadeleşme yaşanır. Konularda gerçekçilik göze çarpar.

1923-1980 YILLARI ARASINDA CUMHURİYET TİYATROSUNUN GENEL ÖZELLİKLERİ

  • Milli Edebiyat döneminde başlayan TOPLUMCU anlayış devam ettirilmiştir.
  • Cumhuriyetin ilkelerine aktarmada bir araç olarak görülmüştür.
  • Konular Türk tarihinden, efsanelerden, toplumsal sorunlardan, bozulan değer yargılarından, bireyin ruhsal çelişkilerinden alınmıştır.
  • Atatürk ilke ve inkılâplarının sonucunda bilimin öne çıktığı akılcı eserler yazılmıştır.
  • Sade, açık, anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
  • İstanbul’dan sonra Ankara’da da devlet konservatuvarının açılması Anadolu’da tiyatronun gelişmesini hızlandırdı.
  • Muhsin Ertuğrul’un 1927’de Darülbedayi’nin başına geçmesiyle Türk tiyatrosu hızla gelişti.
  • Bu dönemde EPİK ve ABSÜRD tiyatro türlerinin ilk örnekleri verilmeye başlanmıştır.

EPİK TİYATRO

  • Siyasi amaçlı bir tiyatro düşüncesidir.
  • Temelinde sosyalizm vardır.
  • Amacı tiyatronun, sıradan halkın sorunlarını da konu edinebileceğini göstermektir.
  • Tiyatro bir propaganda aracıdır.
  • Seyircilerin duygularına değil düşüncelerine seslenir.
  • Toplumdaki işsizlik, açlık,savaş gibi konuları işleyerek izleyiciye farklı bir bakış açısı kazandırmaya çalışır.
  • Öncüsü, Alman yazar BETOLD BRECH’tir.
  • Edebiyatımızdaki ilk epik tiyatro örneği, HALDUN TANER’in yazdığı KEŞANLI ALİ DESTANI adlı oyundur.

ABSÜRT TİYATRO

  • Tiyatronun bütün kurallarına karşıdır.
  • Amaçsız oyun anlayışıyla ortaya çıkmıştır.
  • Yazarlar, insanların ruhsal durumunu ele alıp çelişkilerini ve karşıtlıklarını sahneye yansıtmışlardır.
  • Mantık aranmaz, olaylar arasında bağ kurulmaz.
  • Amacı, seyirciyi düşündürmek ve tedirgin etmektir.
  • Sahne, perde vb. unsurlar önemsenmez.
  • İşlenen olay ya da kişi ne olursa olsun alay konusudur.
  • Bu tiyatroda hareket ve ses ön plandadır.
  • GÜNGÖR DİLMEN’in yazdığı CANLI MAYMUN LOKANTASI Türk edebiyatındaki absürt tiyatronun önemli bir örneğidir.

1923-50 TİYATROSUNUN GENEL ÖZELLİKLERİ

  • Özel tiyatrolar kurulmuştur.
  • Kadın oyuncular, sahneden daha çok görülmeye başlandı.
  • Tarih ve efsaneler kaynak olarak görüldü.
  • İlk yıllarda Türk tarihi, ulusal duygular, savaşlar işlenmiştir.

İŞLENEN KONULAR

  • Bireysel ve toplumsal sorunlar.
  • Geleneksel, ataerkil ailenin değişen ve modernleşen yapısı
  • Ekonomik sorunlar
  • Değer yargılarının değişmesi
  • Yanlış Batılılaşma
  • Paranın gücü ve oluşturduğu baskı
  • Büyük ve küçük kentlerdeki yaşamın karşılaştırılması…..

1950-80 TİYATROSUNUN GENEL ÖZELLİKLERİ

  • Yazar sayısı ve tiyatroya duyulan ilginin artması konuların çeşitlenmesini ve farklı anlatım tekniklerinin gelişmesini sağlamıştır.
  • Toplum sorunları yine ele alınmış ama bu değişik açılardan yapılmıştır.
  • Bazıları bireysel olandan toplumsal olana, kimisi olaylardan toplumsal sorunlara, kimisi merkeze evrensel sorunları alarak topluma gitmiştir.
  • Bu dönemde eğitim sorunları ön plana çıkar.
  • Kuşak çatışması, köylü- kentli arasındaki eğitim farkından doğan çatışmalar; ebeveyn-çocuk, kadın- erkek, imam-öğretmen ilişkileri irdelenir. Böylece toplumdaki bozuklukların temelinde bireyin bilinçsizliğinin, bilinçli olanların da sorumluluktan kaçmalarının yattığı vurgulanır.
  • Hem yerli oyun hem de çevirilerin sayısındaki artış dikkati çeker.

1950-80 ARASI İŞLENEN KONULAR

  • Köy sorunları
  • Kentlerdeki ahlak çöküntüsü ve yansımaları
  • Değişen toplum koşulları
  • Tarih
  • Kadına bakış
  • Bireyin iç dünyası
  • Aile kurumu
  • Yanlış Batılılaşma
  • Toplumdan dışlanmış kişiler
  • Devlet kurumları-halk arasındaki kopukluk
  • Osmanlının yanlışları
  • Geçim sıkıntısı
  • Yozlaşma
  • Ağa-köylü, usta-çırak, patron-çalışan ilişkisi

1923-50 ARASI TİYATRO YAZARLARI1950 -80 ARASI TİYATRO YAZARLARI
Muhsin ErtuğrulMusahipzade Celalİbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinciİsmail Hakkı Baltacıoğlu Faruk Nafiz Çamlıbel Yaşar Nabi Nayır Reşat Nuri Güntekin  vb…  Ahmet Kutsi Tecer Haldun TanerOrhan AsenaTurgut Özakman Necati CumalıRefik Erduran Recep Bilginer Turan OflazoğluGüngör DilmenAdalet AğaoğluGüner SümerBaşar SabuncuOktay ArayıcıSelahattin Batu …  

CUMHURİYET DÖNEMİ TİYATRO YAZARLARI

1923-1950 DÖNEMİ YAZARLARI

MUHSİN ERTUĞRUL

Çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusudur. 28 Şubat 1892’de İstanbul’da dünyaya geldi.

1909’da Erenköy’de Burhanettin Kumpanyası’nda Sherlock Holmes oyununda canlandırdığı “Bob” karakteriyle profesyonel manada tiyatroyla tanıştı.

Moskova, Berlin ve Amerika gibi ülkelerde bulundu ve kendini tiyatro ve sinema alanında geliştirdi.

Türk tiyatrosunun kurumlaşmasında önemli rol oynamış ve Batılı anlamda Türk tiyatrosunun kurucusu sayılmıştır.

Türk sinemasının da gelişmesinde katkısı büyüktür. İlk sesli, ilk renkli sinema filmlerini kendi yapmıştır.

Senaryolar dışında “İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim” adlı bir eseri vardır.

MUSAHİPZADE CELAL

Batı edebiyatını model almış Osmanlının son dönemi ile Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde yaşamış bir yazar olmakla birlikte daha çok Doğulu bir kimliğe sahiptir.

Eserlerinin konularını tarihten alır. Çünkü geçmişe ve geçmişin değerlerine özlem duyar.

Tarih onun için Osmanlı hayatından kesitler sunmasını sağlayan bir malzemedir.

Oyunlarında Türk halk edebiyatından, gelenek göreneklerden yararlanmıştır.

“İstanbul Efendsi” ve “Kaşıkçılar”  adlı oyunlarında halk tiyatrosu özelliklerinden yararlandığı açıkça görülür.

“Aynoraz Kadısı” adlı oyununda Aristophanes’in “Eşek Arıları” adlı eserindeki gibi adalet örgütünü ele almış ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde hocalarla papazların din perdesi altında yaptıkları her türlü uygunsuz işleri yermiştir.

  • ESERLERİ: İstanbul Efendisi, Atlı Ases,İtaat İlamı, Macun Hokkası,Aynoraz Kadısı, Bir Kavuk Devrildi.

İBNÜRREFİK AHMET NURİ SEKİZİNCİ

Tiyatroya 1908 yılında aktör olarak başlar.

Daha sonra tiyatro yazarlığını başlı başına bir uğraş olarak görür. Bu yönüyle dönemin diğer sanatçılarından ayrılır.

Darülbedayi’nin kurucularındandır.

Komedi yazarıdır.

Komedilerinde daha çok aile kurumunu ele alarak kadın- erkek, karı-koca, ana-baba ve çocuk ilişkilerini işledi.

Fransızcadan birçok adaptasyon yapmıştır.

Dili oldukça iyi kullanmıştır.

Oyun tekniği açısından da oldukça başarılıdır.

ESERLERİ: Alemdar, Hisse-i Şayia, Ceza Kanunu, Sivrisinekler, Şeriye Mahkemesinde…

FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

Daha çok şair kimliğiyle tanınan sanatçı, hecenin beş şairinden biridir.

Şiire aruzla başlamış, sonra milli olana yönelerek hece ölçüsünü kullanmıştır.

Romantik- realist etkiler görülür.

Anadolu’yu görünce realist eserler vermiştir.

“Sanat”, “Han Duvarları”, “ Çoban Çeşmesi “ gibi önemli şiirlerinin yanında tiyatro eserleri de yazmıştır.

Hem tiyatro eserleri hem de manzum okul temsilleri yazmıştır.

ESERLERİ: Canavar (Köy sorunlarını işler.), Akın, Özyurt, Kahraman, Yayla Kartalı  (Bu eserler o yıllardaki resmi tarih tezini destekler nitelikte ve milliyetçi eserlerdir.)

YAŞAR NABİ NAYIR

Roman, hikâye, fıkra, makale, gezi yazısı gibi türlerde de ürün vermesine rağmen şiirleriyle tanındı.

Yedi Meşaleciler’ dendir.

Edebi yönünden çok yayımcılığıyla edebiyatımıza katkı sağlamıştır.

Türkçenin sadeleşmesine ve Atatürkçülüğün yayılmasına katkı sağlamıştır.

ESERLERİ: Mete, Köyün Namusu, Beş Devir,İnkılap Çocukları

REŞAT NURİ GÜNTEKİN

Yazı hayatına roman, hikaye,tiyatro,gezi yazısı, eleştiri, anı, çeviri gibi birçok türde devam etmiştir.

20. Yüzyılın en büyük romancılarındandır.

Anadolu insanının yaşantısını, sorunlarını, inançlarını; süsten uzak,açık ve doğal bir dille anlatmıştır.

1922’de yazdığı ve büyük bir üne kavuştuğu ÇALIKUŞU romanını, önce “İSTANBUL KIZI” adıyla oyun olarak yazmıştır. Oyun sahnelenmeyince oyunu romana dönüştürmüştür.

Eserlerinde hem romantik hem de realisttir.

ESERLERİ: Hançer, Hülleci, Balıkesir Muhasebecisi, Tanrıdağı Ziyafeti, Eski Rüya, Ümit Mektebinde…

1950-1980 DÖNEMİ YAZARLARI

HALDUN TANER

•    Öykü ve oyun yazarıdır. Fikir ve kültür insanı olarak aydınlanma düşüncesinin oluşumunda etkili olmuştur.

  • Öykülerinde bireyin toplum içindeki yaşayış özelliklerinden yola çıkarak davranış ve düşünüş biçimlerinin eksik, aksak yanlarını mizahi bir dille işlemiştir.
  • Toplumsal yaşamın düzenlenmesinde insanın etkileyici, belirleyici gücünün önemini vurgulayarak bu kişilerin yanlışlıklarının, toplumdaki düzensizliklerinin kaynağı olduğu görüşünü savunmuştur.
  • Öykülerinde meddah geleneğinin anlatım olanaklarından yararlanmıştır.
  •  Eski ve yeni yaşam biçimleri arasında kalmış kişilerin, sonradan görme zenginlerin yaşayışlarını, yeni yaşam koşullarına uyum sağlayamayan kişileri alaycı bir dille anlatmıştır. Daha geniş kitlelere ulaşabilme amacıyla da tiyatroya yönelmiştir.
  • Türk tiyatrosuna sayısız oyun kazandırmış, tiyatromuzu ileriye götürmüştür.
  • Sürekli yeni şeyler deneyen, kendini aşmaya çalışan biridir. Eserlerinde entrikalı, sürprizli, güldürücü olaylara yer vermiştir.

• Eserlerinde izleyenlere yer yer bilgi veren ansiklopedik bir yan da bulunmaktadır.

  • Tiyatrolarında eleştiriyi güldürü ile yoğurmuş; izleyiciyi güldürürken hem sarsmış hem şaşırmış hem de düşündürmüştür.

• Eserlerinde çağının sorunlarını ortaya koymuş, eser kişilerinden hareketle çözümler de sunmuştur.

  • Tiyatrodaki ilk eserlerinde dramatik türün başarılı örneklerini vermiştir.

 • Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile Devekuşu Kabaresini kurmuştur.

  • Epik tiyatronun, kabare tiyatrosunun bizdeki öncüsüdür. Edebiyatımızdaki ilk epik tiyatro olan Keşanlı Ali Destanı’nı yazmıştır.

Tiyatroları: Günün Adamı (yazdığı ilk oyun), Dışarıdakiler, Huzur Çıkmazı, Keşanlı Ali Destanı Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım , Vatan Kurtaran Şaban, Fazilet Eczanesi, Ay Işığında Şamata, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Zilli Zarife…

  • REFİK ERDURAN
  • Tiyatro eserleriyle tanınmıştır.
  • Tiyatro eleştirisi, fıkra, roman türünde de eserler vermiştir.
  • Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezinin başkanlığını 1986’dan ölümü olan 2017’ye kadar sürdürmüştür.
  • Yurt içinde ve yırt dışında sinema ve televizyon senaryoları yazmış; birçok oyunu sahnelenmiştir.
  • Genellikle toplumsal bozuklukları, kurumları eleştiren, kimi zaman da gülünç yanları ile sergileyen bir tutum işlemiştir.
  • Daha çok güldürü ve vodvil türünde oyunlar yazdı.

 • Tiyatroları: Cengiz Han’ın Bisikleti, Bir Kilo Namus, Karayar Köprüsü, Bunu Yapan İki Kişi, Canavar Cafer

  • ORHAN ASENA
  • Edebiyata şiirle başlamış, tiyatro yazarı olarak tanınmıştır.
  • Gılgamış Destanı’ndan ve Babil efsanesinden  esinlenerek yazdığı “Tanrılar ve İnsanlar” oyunuyla ünlenmiştir.
  • Tarihten aldığı olayları ve topluma mal olmuş kişileri konu edinmiştir.
  •  Daha çok tarihi konuları ele alan eserler vermiş, çok üretken bir oyun yazarı olan Orhan Asena, “Türk tiyatrosunun Shakespeare’i” olarak anılır.

Tiyatro: Tohum ve Toprak (Alemdar Mustafa Paşa adıyla da basılmıştır.), Hürrem Sultan, Tanrılar ve İnsanlar, Fadik Kız, Atçalı Kel Mehmet, Karacaoğlan, Ölü Kentin Nabzı, ya Devlet başa Ya Kuzgun Leşe

  • TURAN OFLAZOGLU
  • Oyunlarının konusunu, köyden ve Türk tarihinden almıştır. Oflazoğlu’nun tiyatroları konusunu köyden alanlar, tarihi oyunlar ve sembolik oyunlar olarak üç grupta incelenebilmektedir. Tarihi oyunlarında iktidar-güç kavramıyla ilgili çatışmaları ele alan yazar, sembolik oyunlarında ise insanın içindeki hem mazlumu hem zalimi ortaya çıkaran ve değişik yorumlara elverişli bir kurgu ortaya koymuştur.
  • Yazar eserlerinde günlük yaşamın gerçekleriyle sanatın gerçeklerini başarılı bir şekilde sentez yaparak okuyucusuna sunmuştur.
  • Oyunlarının birçoğu basılmıştır.
  • Oyunları televizyonda da yayınlanmıştır.
  • Nietzche, Rilke, Shakespeare,Kafka ve Berkman’dan çeviriler yapmış; tiyatro üzerine yazılar yayımlamıştır.
  • Yazdığı oyunların konularını genellikle tarihe dayandırmakla birlikte, oyunlarında tarihi incelemeye değil, karakterlerin kişilik ve iç dünyalarını yansıtmaya önem vermiştir.

TİYATROLARI: IV. Murat, Deli İbrahim (TDK 1968 Tiyatro Ödülü), Genç Osman, Kösem Sultan( Avni Dilligil 1982 Ödülü), Bizans Düştü, Sokrates Savunuyor, Cem Sultan (1984 ENKA Ödülü), Allah’ın Dediği Olur…

  • RECEP BİLGİNER
  • Şiirleri de olmasına karşın tiyatrocu olarak tanınmıştır. Ayrıca gazetecidir.
  • Türkiye’nin sosyal sorunlarını toplumcu oyunlarıyla yansıtan, gücünü gazetecilikten alan bir yazardır.
  • Ona göre tiyatro, şiir, roman söz sanatıyla toplumdaki kötülüklere hücum etme sanatıdır.
  • Tiyatrolarının az sözcükle çok düşünce dile getirdiğini söyleyen sanatçı, bu yönüyle bu türü, özellikle roman türünden ayırmıştır.
  • Eserlerinde genellikle Güneydoğu Anadolu köylerinde geçen olayları anlatmıştır.

 TİYATRO: Sarı Naciye, İsyancılar, Yunus Emre, Parkta Bir Sonbahar Günüydü, Mevlana, Ben Kimim, Karım ve Kızım, Utanç Dünyası

  • GÜNGÖR DİLMEN
  • Oyunlarında mitoloji ve tarihten sıkça yararlandı.
  • Türk edebiyatında özellikle absürt tiyatro alanında başarılı ürünler ortaya koyan sanatçı, bu türün önde gelen temsilcilerinden biri olmuştur.
  • Absürt tiyatro türünde yazdığı “Canlı Maymun Lokantası”yla ödül aldı. Dramatik bir yapı ve şiirsel bir üsluba sahip bu eserde “kapitalist, maddeci, sömürgeci olan Amerikalı petrol kralı ve karısı” ile “fakir, maneviyatçı ve sömürülen Çinli şairin” şahsında iki ayrı dünyanın karşılaştırılması yapılmaktadır.
  • Frigya kralı Midas’ın tutkusunu, hırsını, kibrini ve yanılgılarını anlattığı Midas üçlemesi (Midas’ın Kulakları, Midas’ın Altınları, Midas’ın Kördüğümü) önemli eserlerindendir.
  • Tek perdelik “Midas’ın Kulakları” ile 1959’da Sinema – Tiyatro dergisinin açtığı yarışmada birinci oldu.

Tiyatro Oyunları: Galile’nin Günahları, Osmanlı Dram Kumpanyası, Hakimiyeti Milliye Aş Evi, Kurban, Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını, Ben Anadolu, Bağdat Hatun, Deli Dumrul, Midas’ın Kulakları, Midas’ın Altınları, Midas’ın Kör Düğümü, Akad’ın Yayı, Troya İçinde Vurdular Beni, Canlı Maymun Lokantası

  • Turgut ÖZAKMAN
  • Tiyatro, roman, araştırma inceleme gibi alanlarda eserler vermiştir.
  • Eserlerinde çoğunlukla Türk tarihinin çeşitli evrelerini ele almıştır.
  •  Toplum dışına sürülmüş kişilerin toplumla uyuşmazlığını veren yazarlardan biri olan Turgut Özakman, aşağılık duygusunu toplumsal koşullar açısından inceleyişiyle dikkati çeker. “Güneşte On Kişi”, “Ocak”, “Paramparça”, “Komşularımız” bu konuyu aile yaşayışı çerçevesinde verdiği oyunlarıdır.
  • İlk oyunu olan “Penbe Evin Kaderi”nde ve “Kaneviçe”de kuşaklar arasındaki kopuşu, yabancılaşmayı ele alır.
  • Yazar, “Duvarların Ötesinde” adlı oyununda, toplumun suçlu insanları bir kenara itişini eleştirerek onlara daha uygarca davranmak gerektiğini savunur.
  • Bireylerden olaylara geçen sanatçı, Reşat Nuri Güntekin’in “Değirmen” adlı romanından değişiklikler yaparak “Sarıpınar 1914” adıyla oyunlaştırır. Yazar bu oyununda, Osmanlı tarihini eleştiririr.
  • Osmanlı İmparatorluğu’nda, İstanbul’da oturan yöneticilerle Anadolu’daki kopukluğu ortaya koymaya çalıştığı bu oyunu izleyerek kaleme aldığı aynı çizgideki ikinci oyunu da “Ulusal Kolej Disiplin Kurulu”dur.
  • Tiyatrolarında günlük yaşamın çelişkilerini ve gülünç yönlerini ele almıştır.
  • Romanları belge niteliği taşır.
  • Romanlarında yakın tarihe ve Kurtuluş Savaşı’na yönelmiştir.
  • Sade, gösterişsiz, basit mecazlardan yararlanan, yer yer ince alaysamalı, duru bir dili vardır.

Eserleri:

  • Roman: Korkma İnsancık Korkma, Romantika, 19 Mayıs 1999 Atatürk Yeniden Samsun’da, Şu Çılgın Türkler, Diriliş-Çanakkale 1915, Cumhuriyet-Türk Mucizesi
  • Oyun: Ah Şu Gençler, Töre, Sarıpınar 1914, Fehim Paşa Konağı, Resimli Osmanlı Tarihi, Bir Şehnaz Oyun, Hastane, Karagöz’ün Dönüşü, Kardeş Payı, Darılmaca Yok, Berberde, Ben Mimar Sinan, Ak Masal Kara Masal, Pembe Evin Kaderi, Güneşte On Kişi, Duvarların Ötesi, Kanaviçe, Paramparça
  • Senaryo: Keloğlan Aramızda, Tuzsuz Deli Bekir, Keloğlan’la Cankız, Mevlana, Yatık Emine, Keloğlan İz Peşinde, Turhanoğlu, Kanije Kalesi, Son Akın, Kutuluş, Rıza Beyler, Cumhuriyet, Dersimiz: Atatürk
  • Araştırma-İnceleme: Dr. Rıza Nur Dosyası, Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi, Vahdettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele, “Mustafa” Filmi Hakkında
  • Meslek Kitapları: Oyun ve Senaryo Yazma Tenkniği, Radyo Notları
  • NAHİD SIRRI ÖRİK
  • Hikâye, roman, oyun yazarıdır. Çevirmenlik yapmıştır.
  • Abdülhamit Düşerken adlı romanı ünlüdür. Ayrıca oyun yazarıdır.
  • Tiyatroları: Sönmeyen Ateş, Muharrir, Alınyazısı
  • AHMET KUTSİ TECER
  • Daha çok şair kimliğiyle ön plandadır.
  • Tiyatrolarında Batı tekniği ile folklor ve halk malzemesini işlemek suretiyle milli tiyatroya ulaşmak istemiştir.

TİYATROLARI: Köşebaşı, Koçyiğit Köroğlu, Yazılan Bozulmadan…

  • ADALET AĞAOĞLU: Evcilik Oyunu, Çatıdaki Çatlak, Fikrimin İnce Gülü
  • GÜNER SÜMER:Yarın Cumartesi, Bozuk Düzen, Hüzzam, Baba İle Oğul
  • BAŞAR SABUNCU:Kargalar, Şerefiye, Çark, Mutemet Ali Rıza Bey’ib Yaşanmış Hayat Hikayesi, Kaldırım Serçesi, Kan ve Gül (uyarlama)
  • AZİZ NESİN: Toros Canavarı, Biraz Gelir Misiniz?, Çiçu…..
  • MELİH CEVDET ANDAY: İçerdekiler, Mikado’nun Çöpleri
  • OKTAY RIFAT:Kadınlar Arasında
  • NECATİ CUMALI
  • Necati Cumalı, roman, öykü, şiir ve tiyatro gibi birçok edebi türde eserler veren üretken bir yazardır.

Tiyatrolarında yaşama sevinciyle yüklü günlük izlenimlerin güzelliklerini, Anadolu insanının çaresizliklerini, aşk ve sevgi konularını işlemiştir.

TİYATROLARI: Boş Beşik, Vur Emri, Ezik Otlar,Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar,Nalınlar, Masalar, Mine, Kaynana Ciğeri…

  • NECİP FAZIL KISAKÜREK

Şiirleriyle ünlü sanatçımızın tiyatro eserleri de oldukça başarılıdır.

Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi.

TİYATROLARI: Tohum,Künye, Bir Adam Yaratmak, Para, Namı Diğer Parmaksız Salih ,Reis Bey, Abdülhamit Han

  • OĞUZ ATAY:Oyunlarla Yaşayanlar

SABAHATTİN KUDRET AKSAL

Edebiyat dünyasına şiirle girmiştir.

Şiirlerinden başka hikâye, tiyatro ve romanları ile de başarılı örnekler veren sanatçı, şiirlerinde yaşama sevincini, gelip geçici kısa süreli mutlulukları; hikâyeleri ve oyunlarında ise psikolojik gözlemlerini ele almıştır.

Eserlerinde insan-çevre-kâinat münasebetlerini araştırmaya yönelik bir tutum görülen sanatçı özellikle yazdığı tiyatrolarla ölmezliğe ulaşmıştır.

TİYATROLARI: Evin Üzerindeki Bulut, Şakacı, Bir Odada Üç Ayna,Tersine Dönen Şemsiye, Kahvede Şenlik Var, Kral Üşümesi, Önemli Adam, Bay Hiç, Bir Dalda Üç Ayna

Kategoriler
12. SINIF 2. ÜNİTE: HİKAYE

1960 SONRASI TÜRK HİKÂYESİ

Türk öyküsünün sergüzeşti
  • Türk hikâyeciliği gerek hikâye sayısı, gerek işlenen konuların çokluğu, gerek hikâyeci, gerekse teknik açıdan oldukça gelişmiştir.
  • Yazarların bazıları toplumcu çizgide, bazıları bireysel duyarlılıkla, bazıları modernist ve postmodernist anlayışla, bazıları da dinî ve millî duyarlılığa dayalı bir anlayışla eser vermiştir.
Untitled
  • Yazarlar modernizm ve postmodernizm gibi yönelimlerin de etkisiyle anlatım olanakları ve teknikleri açısından hikâye türünün gelişimine katkı sağlamışlardır.
1960'larda Türkiye - YouTube
  •  1960’lı yıllarda ülkedeki siyasal ve sosyal olaylar ve bu olaylar karşısında halkın durumu eserlere yansıtılmaya çalışılmıştır.
  • Toplumsal konular olarak köylülerin, işçilerin kenar semt halkının sorunları sürerken, kadın-erkek ilişkilerinin cinsellik açısından ele alındığı, 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi’ni hazırlayan olayların, 12 Mart Askerî Muhtırası’nın öykülere yansıdığı görülüyor. Bu dönemde Leyla Erbil, Demir Özlü, Demirtaş Ceyhun, Erdal Öz, Bilge Karasu, Dursun Akçam, Orhan Duru, Necati Cumalı, Mehmet Seyda, Talip Apaydın, Sevgi Soysal, Ferit Edgü, Yusuf Atılgan, Bekir Yıldız gibi yazarlar eserler vermiştir.
  • Varoluşçuluk, hikâyeyi etkiler.
Türkiye'de Kapitalist Gelişme Sürecinin ve İşçi Hareketinin Kısa Tarihi |  sınıf mücadelesinde Marksist Tutum
  • 1970’li yıllardan itibaren yazarlar siyasal, toplumsal ve günlük konuları eserlerinde ele almaya devam etmişlerdir. Ekmek kavgası veren insanlar anlatılır. Muzaffer İzgü, Füruzan, Gülten Dayıoğlu, Tomris Uyar, Adalet Ağaoğlu, Pınar Kür, Nazlı Eray eserleriyle öne çıkan yazarlardır.
Emperyalist iş bölümü kıskacında Türkiye'de pamuk üretimi
  • 1980’den itibaren de sıradan insanın yaşam mücadelesi, kadının Türk toplumundaki yeri ve çocuklar, Almanya’ya göç, Güneydoğu Anadolu, kan davalarının etkileri, gibi konuların ele alındığı öyküler yazılmıştır. Öyküler, gözlemlere dayanır. Özellikle Güneydoğu Anadolu’nun işlendiği öykülerde doğa canlı bir varlık olarak verilir.
  •  1990’lı yıllardan itibaren ise bireyi merkeze alan hikâyeler yazılmaya başlanmıştır. Son dönem Türk hikâyeciliğine Nedim Gürsel, Feyza Hepçilingirler, Mustafa Kutlu, Rasim Özdenören, Hulki Aktunç, Sevgi Özel, Nazan Bekiroğlu gibi birçok sanatçı örnek verilebilir.
Yalnızlık güçlü insanları seçer! Sizce yalnız insan güçlü insan mıdır? -  KizlarSoruyor
  • Postmodernizm, Batı edebiyatında bir kavram olarak 1950’li yıllarda görülmeye başlanmış; Türk edebiyatını da 1970’lerden itibaren etkilemeye başlamıştır.
Postmodernizm | Rehberlik Servisi
  • Postmodernistler kendilerinden önceki edebiyat geleneğine karşı çıkmışlar, eserin biçimsel özelliklerini önemsemeye başlamışlardır. Bir eserde anlatılan şeyi değil anlatımı önemsemişlerdir. Bu nedenle “Nasıl anlatırım?” sorusundan hareketle yeni anlatım tekniklerini kullanmışlardır.
metinlerarasılık arşivleri - Füsun Kavrakoğlu
metinlerarasılık
  • Metinlerarasılık da postmodernistlerin anlatım tekniklerinden biridir. Metinlerarasılık, bir metin içinde diğer metinlerle ya da müzik, resim, teoloji gibi alanlarla kurulan ilişkiye dayalıdır. Çeşitli metinlerin bir metin içinde kullanılmasıyla oluşur. Örneğin bir roman yazarı eserinde halk hikâyesinden, kutsal metinden, fabldan ya da başka bir yazarın romanından, hikâyesinden yararlanabilir. Bir metinde okurun bu anlatım tekniğini belirlemesi için iyi bir kültür birikimine sahip olması gerekir.
  • Cumhuriyet Dönemi’nde Sevinç Çokum, Hüseyin Nihal Atsız gibi birçok sanatçı din, dil, tarih, devlet, gelenek görenek gibi ayrıntıların üzerinde durarak millî kimliği eserlerinde işlemeye başlamıştır. Vatan ve bayrak sevgisine eserlerde önem verilmiş, kutsal kavramlar ön plana çıkarılmıştır. Türk tarihinin şanlı dönemlerine yönelik konu ve temaların çerçevesinde millî bir bilinç oluşturulmaya çalışılmıştır.
Toplumsal depresyon, paranoya ve yabancılaşan bireyler…
  • Sonraki yıllarda toplumsal konularla birlikte bireye bir yöneliş söz konusudur.  Yazarlar, daha çok, insanın çevresiyle uyuşmazlığını, yaşanılan düzene, alışkanlıklara, ahlak ölçülerine başkaldırma… gibi, bireyde tedirgin, bıkkınlık yaratan durumları psikolojik çözümlemelerle okuyuculara da yansıtmışlardır. Genellikle kişilerin içinde bulundukları durumdan kurtulamadıkları dikkati çeker.
  • Anlatım teknikleri gelişmiştir. Bilinç akışı, iç çözümleme,iç monolog, pastiş vb…teknikler çokça kullanılmış; gerçekle hayalin iç içe geçtiği hikayeler de sıkça görülmeye başlanmıştır.
  • 1960 sonrası Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında bazı sanatçılar dinî yönelime göre eserler vermişlerdir.
Dini Hikayeler, Dini Masallar, Dini Öyküler | HikayelerOku
  • Dinî yönelim Cumhuriyet Dönemi’nde insanların iç dünyalarını, ferdî duyuş tarzlarını ve inançlarını edebî eserlere yansıtmayı ilke edinen bir yönelimdir. İslamiyet’i yaşamlarına yansıtan sanatçılar, dinin huzur sağlayan boyutlarını eserlerinde ele almışlardır. İslami düşünüşü kimi zaman tasavvufi boyutlarıyla işleyen sanatçılar roman, hikâye gibi birçok düzyazı türünde eserler vermiştir. Sezai Karakoç, İsmet Özel, Cahit Zarifoğlu, Mustafa Miyasoğlu, Sevinç Çokum, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt, Hüseyin Atlansoy, Nazan Bekiroğlu gibi sanatçılar bu yönelimin etkisinde eserler vermişlerdir.

1960 SONRASI HİKÂYE YAZARLARI

Aslında böyle bir ayırım yapmak çok zordur. Çünkü önceki yıllarda yazma serüvenine başlayarak bu yıllarda da eser veren birçok yazar vardır. Burada eserlerini en çok 1960’tan sonra yoğun olarak veren ve günümüze kadar gelen yazarları ele almaya çalışacağız.

Millî ve Dinî Duyarlılığı Yansıtan Hikâyeler | edebiyatimiz.net

 Önceki yıllarda yapılan “bireyi esas alan hikâyeler, milli ve dini duyarlılıkla yazılan hikâyeler, modernist hikâye ve toplumcu-gerçekçi hikâye” anlayışları bu dönemde de devam etmekle birlikte, bir zaman sonra hikâyelerde bu anlayışlar iç içe geçmiştir. Bu nedenle yazarları burada ayrı başlıklar halinde vermeyeceğiz.

  • LEYLA ERBİL
  • Küçük yaştan itibaren dünyanın farklı kültürlerini tanıma imkânı buldu.
Leyla Erbil kimdir? Leyla Erbil ölümünün 7. yılında anılıyor… -  Kültür-Sanat haberleri
LEYLA ERBİL
  • Erbil, Türkiye Sanatçılar Birliği (1970), Türkiye Yazarlar Sendikası kurucularındandır ve Pen Yazarlar Derneği üyesiydi.
  • İlk öykü kitabından itibaren geleneksel yazış biçimlerine karşı çıkmıştır.
  • Yeni bakış açısı ve dil kurma çabaları göstermiştir.
  • Marksizmi işlemiştir.
  • Psikanalizden yararlanmıştır
  • 1971’de yayımlanan Tuhaf Bir Kadın, dört bağımsız öykü olarak da okunabilen bir romandır. Geniş yankılar uyandıran roman, ayrıca edebiyatımızda ilk kez, bakirelik, ensest, cinsel taciz, dayak gibi konulan da içermesi ve Türkiye’de henüz “feminizm” sözcüğü edilmezken yazılmış olması nedeniyle feministlerce de bir ilk kitap olarak görüldü.
  • Öyküleri: Hallaç (1959),Gecede (1968), Eski Sevgili (1977)
Bilge Karasu Kimdir?Hayatı,Edebi Kişiliği,Eserleri
BİLGE KARASU
  • BİLGE KARASU
  • Anlattığıyla, anlatımıyla özgün bir isimdir.
  • Resimden, müzikten felsefeye, sinemaya uzanan geniş bir ilgi yelpazesi içinde bireyin sorunlarını sevgi, dostluk, yalnızlık odağında ele almıştır.
  • Ben merkezli hikâyeler yazmıştır.
  • ÖyküTroya’da Ölüm Vardı, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Göçmüş Kediler Bahçesi, Narla İncire Gazel
  • NEZİHE MERİÇ
  • Toplum içinde bile kendi iç yalnızlığını sürdüren genç kız ve kadınları başarıyla anlatmıştır.
Nezihe Meriç: Zor Yokuşu
NEZİHE MERİÇ
  • Eserlerinde kadının toplumdaki konumunu sorgulamıştır. Kadının bireysel ve toplumsal gerçekliğini içten bir dille eserlerine yansıtmıştır.
  •  Çocuk edebiyatına da katkı sağlayan bir yazardır.
  • Çehov tarzı hikâyeye uygun eserler vermiştir.
  • Öykü, tiyatro ve roman türlerinde eserler yazmıştır.
  • ÖyküBozbulanık, Topal Koşma, Menekşeli Bilinç, Dumanaltı, Bir Kara Derin Kuyu, Yandırma, Gülün İçinde Bülbül Sesi Var, Çisenti
  • ADALET AĞAOĞLU
Son dakika: Adalet Ağaoğlu hayatını kaybetti! Adalet Ağaoğlu kimdir? -  Güncel Haberler Milliyet
ADALET AĞAOĞLU
  • Ankara Radyosuna dramaturgluk, radyo tiyatrosu müdürlüğü, TRT’de program uzmanlığı yapmıştır.
  • Sanat hayatına şiirle başlamış; roman, hikâye, oyunlar yazmış ve çeviriler yapmıştır.
  • Eserleriyle TDK Tiyatro Ödülü, Sait Faik Hikâye Armağanı, Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü, Orhan Kemal Roman Ödülü, Madaralı Roman Ödülü gibi birçok ödül almıştır.
  • Yeni anlatım olanaklarını denemiştir. “Tek anlatıcıya son vermek”, “an’ların anlatıcısı olmak”, “yer, zaman öğelerine değişiklik getirmek” onun anlatımına yeni boyutlar getirmiştir.
  • Korku, ölüm, erkek-kadın ilişkileri, özveri, aşk, yaşlılık, gençlik, başkaldırı, özgürlük vb. evrensel temalar güncel kaygılarla, dünyaya bakışıyla, toplumsal gelişmelerle iç içe verilmiştir. Cinsel konuları da çok işler.
  • Yazarımızı Temmuz 2020’de kaybettik.
  • ÖyküYüksek Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi, Hadi Gidelim, Hayatı Savunma Biçimleri
  • FERİT EDGÜ
Ferit Edgü: “Her gecenin bir sabahı vardır, bu ülkede bile”
FERİT EDGÜ
  • Sanat yaşamına şiirle başlamıştır.
  • Bir Gemide adlı hikâyesi ile 1979 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanarak edebiyatımızda hikâye türünün önemli isimleri arasına girmiştir.
  • Romancıdan çok öykücü-denemeci sayılması gereken bir sanatçıdır.
  •  Eserlerinde insanın varoluşsal kaygılarını, bunalımlarını ustaca ele almıştır. Toplumsal-bireysel gerçekleri, psikolojik derinlikleri araştırmıştır.
  • Yaşamından, gözlemlerinden yola çıkarak değişik dil ve anlatım biçimlerini denemiştir.
  • Edebiyatımızda küçürek hikâye türünün önde gelen yazarlarındandır.
  • Ayrıca edebiyatımızın önemli eleştirmenlerindendir.
  • Öyküleri:  Kaçkınlar, Bozgun, Av, Bir Gemide, Çığlık, Binbir Hece, Doğu Öyküleri, İşte Deniz Maria, Do Sesi, Nijinski Öyküleri
  • DURSUN AKÇAM
  • Gazete ve dergilerdeki röportajlarıyla edebiyat dünyasına girmiştir. 
Çağdaş Gazeteciler Derneği - DURSUN AKÇAM
DURSUN AKÇAM
  • Kuzey Doğu Anadolu’nun köy ve kasaba hayatını, dertlerini sergileyen, etkili ve yalın eserler yazmıştır.
  • Onun öykülerinde ironi vardır, öykülerinde hiçbir fazlalık da yoktur,
  • Çehov tarzında güçlü bir öykücüdür.
  • Akçam’ın yazarlığında derin bir komedya da vardır.
  • Yazıları güçlü esprilerle süslüdür.
  • Kişilikleri çok canlı anlatır.
  • Çok da iyi bir gözlemcidir.
  • Dursun Akçam “Almanya’daki Türkleri en iyi yansıtan yazar olmuştur”.
  • Öyküleri: Maral (1964),Ölü Ekmeği (1969),Taş Çorbası (1970),Köyden İndim Şehire (1973),Kafkas Kızı (1978),Haley (1975),Ataman Ocağı (Almanca-Türkçe, 1982),Generaller Birleşin (1988),Sevdam Ürktü (1992),Öğretmeni Kim Öptü? (1995),Bizim Sevdamız (1993).
  • SEVGİ SOYSAL
  • Adalet Ağaoğlu’na göre “başının kendi kendiyle dertte olduğu bir kadın”olan Sevgi Soysal, bir kadın olarak da yazar olarak da kalıplara kurallara sığmayan, isyan eden, başkaldıran, alay eden bir kadındır.
SEVGİ SOYSAL
  •  Alaycılığı, aşağılayıcı olmaktan uzak, var olan toplumsal cinsiyet rollerini tersyüz eden ve kendi kendini de hedef alan bir alaycılık olduğu için çok kıymetlidir.
  • Eserlerinde, kadın bireylerin iç sıkıntılarını bireyselden yola çıkarak toplumsal eleştirilerle anlatmıştır.
  • Cinselliği, evlilik kurumunu, anneliği yani kadınlık durumlarına dair birçok meseleyi irdelemiş, eleştirmiş bir yazar olarak kendini de eleştirmekten geri durmamıştır.
  • Eserlerinde hayatından izler vardır.
  • Kadın-erkek ilişkilerini, kadın sorununu, ağırlıklı olarak da 1960 sonrasında yaşanan sosyal ve siyasal olayları ele aldı. 
  • Toplumcu-gerçekçi anlayışla eserler vermiştir.
  • Öyküleri: Tutkulu Perçem (1962), Tante Rosa (1968), Barış Adlı Çocuk (1976)
  • ERDAL ÖZ
Dostlarından mektuplarla Erdal Öz – Kültür Servisi
ERDAL ÖZ
  • Can yayınlarının kurucusudur.
  • Edebiyata şiirle başladı.
  • Toplumcu-gerçekçi çizgide eser verdi.
  • 1970 sonrasında tutukluların hukuk dışı uygulamalara maruz kaldığını, bu uygulamaların onların hayatına ve ruh hallerine etkilerini, baskılar karşısında bireyin yalnızlığını, direnmelerini, umutlarını anlattı.
  • Öyküleri: Yorgunlar (1960),Kanayan (1973),Havada Kar Sesi Var (1987),Sular Ne Güzelse (1997),Cam Kırıkları (2001)
Bekir Yıldız - Biyografya
BEKİR YILDIZ
  • BEKİR YILDIZ
  • Güneydoğu insanının yaşamını anlattı.
  • Bazı eserleri filme aktarıldı.
  • Güneydoğu’daki kan davalarını, köylü-ağa ilişkilerini, kaçakçılığı, Almanya’daki işçilerin toplumla uyumsuzluklarını konu edindi.
  • Öyküleri: Reşo Ağa (1967), Kara Vagon (1969), (May Edebiyat Ödülü), Kaçakçı Şahan (1970), (Sait Faik Hikâye Ödülü-1971),Sahipsizler (1971),Evlilik Şirketi (1972),Beyaz Türkü(1973), Alman Ekmeği (1974),Dünyadan Bir Atlı Geçti (1975),İnsan Posası (1976), Demir Bebek(1977), Güneydoğu Öyküleri (Kara Vagon ve Kaçakçı Şahan, 1979),Mahşerin İnsanları (1982),Bozkır Gelini (1985)
Füruzan - Biyografya
FÜRUZAN
  • FÜRUZAN
  • Türk öykücülüğünde genellikle “küçük insanlar” diye adlandırılan, toplumun ezilmiş, hakkı yenmiş, iç dünyaları keşfedilmemiş insanlarını yazmıştır.
  •  Öykünün yanı sıra şiirden, romana, gezi yazısından, denemeye ve çocuk edebiyatına kadar edebiyatın farklı türlerinde eserler vermiştir.
  • Öykülerinin bazıları tiyatro sahnesine ve sinema perdesine taşınmıştır.
  • 1970’li yıllarda en çok dikkat çeken üç kadın yazardan biri olarak Sevgi Soysal ve Adalet Ağaoğlu’yla birlikte anılır.
  • Yönettiği Benim Sinemalarım filmi, Türk sinema tarihinin en başarılı eserleri arasında sayılır.
  • İlk kitabı Parasız Yatılı ile 1972 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanınca ünlendi. Bu ödülü kazanan ilk kadın yazar unvanını aldı.
  • Öykülerinde kötü yola düşmüş kadın ve kızların, çöküş sürecindeki burjuva ailelerin, yeni yaşama koşullarından bunalan, yurt özlemi çeken göçmenlerin, yoksulluk içinde yaşama savaşı veren, tek silahları sevgi olan yalnız kalmış kadınların, çocukların dramını anlattı.
  • Kısa öyküden uzun öyküye doğru giden yazarın yöre dilini kullanması öykülerinin okunurluğunu arttırmıştır.
  • Öyküleri: Parasız Yatılı (1971, Bilgi),Kuşatma (1972, Bilgi),Benim Sinemalarım (1973, Bilgi),Gecenin Öteki Yüzü (1982, Adam),Gül Mevsimidir (1985, Can),Yedi Öykü (1992, Gendaş),Sevda Dolu Bir Yaz (1999, YKY),Toplu Öyküler (2004, YKY),Haraç (2008, Notos),Yaz Geldi – Seçme Öyküler (2009, YKY)
  • TOMRİS UYAR
Google, Tomris Uyar'ı 'doodle' ile hatırlattı Kronos News | Bağımsız haber  sitesi...
TOMRİS UYAR
  • Öyküde “yoğunluk, içtenlik ve sahicilik” olması gerektiğini savunur.
  • Uyar, ilk kitabı İpek ve Bakır’daki öykülerinde küçük burjuva kökenli insanların yaşama biçimleri üzerine yoğunlaştı.
  • Yaza Yolculuk kitabında genelde insanlara öğretilen basmakalıp değer yargılarının gözden geçirilmesi, kişinin kendine ya da yaşadığı yere dönüşü gibi bir çeşit dönüş yolculuğu vardır.
  • Onun öykülerinde günlük yaşamdan kesitler buluruz, kimi zaman masallaşan kimi zaman kara mizaha dolanan anlatılar kişisel ve toplumsal çıkmazların yansıması gibidir.
  • Tomris Uyar, modern dünya edebiyatından yaptığı çevirilerle de Türk edebiyatına katkılarda bulunmuştur.
  • Öykülerini okurun zekâsına güvenen, katılımını bekleyen bir çerçevede kurar.
  • Okur öykülerini okurken tanımlamakta zorlanacağı duygularla baş başa kalıverir.
  • Gözlemlerine duyarlılığını katması, onu gerçeği kuru kuru vermekten kurtarıyor.
  • Öyküleri:  İpek ve Bakır, Ödeşmeler, Diz boyu Papatyalar, Yürekte Bukağı – Sait Faik Hikâye Armağanı, Yaz Düşleri/Düş Kışları, Gece gezen Kızlar, Rus Ruleti- Dön Geri Bak, Yaza Yolculuk, Sekizinci Günah, Otuzların Kadın, Aramızdaki Şey
Muzaffer İzgü Kimdir? Nereli Eserleri Nelerdir? Biyografisi
MUZAFFER İZGÜ
  • MUZAFFER İZGÜ
  • Gözleme dayanan öykülerinde, siyasal, toplumsal ve güncel konuları ele almıştır.
  • Siyasal konulu öykülerinde 1960’tan bu yana gelişen siyasal olayların, politikacıların, kurumların ele alındığı görülür.
  • Toplumsal konulu öykülerinde, devlet dairelerindeki yönetim bozukluğundan başlayarak, gecekondularda yaşayanların sorunlarına, anarşik olaylardan etkilenen vatandaşların durumuna değin çeşitli konuları dile getirmiştir.
  • Öykülerinin bir bölüğünde de, trafik sorunu, fiyat artışları, halkın temizlik anlayışı gibi güncelliğini yitirmeyen konular yer almıştır. Öykülerinde olay anlatmayı yeğleyen İzgü, genellikle taşlamalar, abartmalar, konuşmalarla sürdürdüğü öykülerini okuyucuyu düşünmeye yöneltecek biçimde bitirir.
  • Öykülerinde sağduyulu, yoksul, direnen, güleç yüzlü Anadolu insanını anlatır.
  • Çocuk edebiyatında da sevilen ve başarılı bir isimdir.
  • Öyküleri: Bando Takımı (1975), Donumdaki Para (1977), Deliye Her Gün Bayram (1980),Sen Kim Hovardalık Kim (1980), Her Eve Bir Karakol (1980), Devlet Babanın Tonton Çocuğu (1981), Lüplüp Makinesi (1982), Kasabanın Yarısı (1982), Demokrasimiz Kaç Para Eder (1988)
VÜS’AT O. BENER
  • VÜS’AT ORHAN BENER
  • Vüs’at O. Bener, eserleri içinde daha çok özyaşam öyküsel nitelik taşıyan öyküleriyle bilinir.
  •  Bener, ham gerçekliği edebi bir temele oturtarak ele aldı.
  • Gündelik olaylarla, bilinçaltında birikmiş yaşam parçalarını birleştirdi.
  • Sürekli yeni anlatım biçimleri arayan yazar, bu yönüyle zaman zaman şematizme düşmekle, dış gerçekleri yanlış yerlere koymakla, hatta bozmakla eleştirildi.
  • Bener’in eserlerinde ölüm teması önemli bir yer tutar. Bunda yazarın genç yaşta doğum sırasında kaybettiği ilk eşi ve doğumdan sonra yaşatılamayan çocuğunun da etkisi vardır. Bu evlilikten sonra tekrar başından evlilikler geçmesine rağmen Vüs’at O. Bener’in çocuğu olmadı.
  • Okurdan çaba isteyen, ayrıksı bir dili olan Bener’in kişilerinin gündelik hayatın ikiyüzlülüklerini dışa vuran bilinç akışlarını, Virgül dergisindeki yazısında, Orhan Koçak “iç konferans tekniği” olarak adlandırmıştır.
  •  Öykü: Dost, Yaşamasız, Siyah-Beyaz, Mızıkalı Yürüyüş, Kara Tren, Kapan
  • HALDUN TANER
Haldun Taner: Türk Tiyatrosunun Büyük Ustası | 10layn
HALDUN TANER
  • Öykü ve oyun yazarıdır.
  • Eserlerinde çağının sorunlarını ortaya koymuş, eser kişilerinden hareketle çözümler de sunmuştur.
  • Öykü: Yaşasın Demokrasi, Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu, On ikiye Bir Var, Sancho’nun Sabah Yürüyüşü, Ayışığında Çalışkur, Konçinalar, Yalıda Sabah
Gülten Dayıoğlu zamana yenik düşer mi? – İyi Kitap
GÜLTEN DAYIOĞLU
  • GÜLTEN DAYIOĞLU
  • İlk öykülerinde Anadolu’yu dolaşırken edindiği izlenimleri ve gördüğü olayları anlatır.
  • Zamanla çocuk edebiyatına kaymıştır.
  • Öykülerinde Anadolu kızlarını ve kadınlarını ilgilendiren sorunlar üzerinde durmuştur.
  • Almanya’ya göç konularını da işlemiş, sadece çalışanların değil geride kalanların da hikâyelerini yazmıştır.
  • Öyküleri: Döl (1970, 1965 Yunus Nadi Öykü Ödülü ikincilik),Geride Kalanlar (1975), Geriye Dönenler (1986).
  • MUSTAFA KUTLU
Genç Dergi / Mustafa Kutlu, Bilirsiniz
MUSTAFA KUTLU
  • İslami duyarlılıkla öyküler yazmıştır.
  • Eserlerinde kentleşmeyi ve sosyal değişmeyi irdeleyen, toplumsal sorunlar karşısında hassas bir yazardır.
  • Edebiyat öğretmenliği, dergi yöneticiliği, ansiklopedi yazarlığı, gazetecilik ve televizyon programcılığı da yapmıştır.
  • Öykülerinin yanı sıra deneme ve inceleme çalışmaları da vardır.
  • Öyküleri: Ortadaki Adam, Gönül İşi, Yokuşa Akan Sular, Yoksulluk İçimizde, Ya Tahammül ya Sefer, Bu Böyledir, Hüzün ve Tesadüf, Uzun Hikâye, Tufandan Önce
  • SEVİNÇ ÇOKUM
  • Birçok gazete ve dergide görev almış, yazılar yayımlamıştır.
  • Hikâyelerinde İstanbul’un geleneksel sosyal dokusundan kesitler sunmaya çalışmış, romanlarında da sosyal konulara ve tarihe değinmiştir.
Sevinç Çokum - Biyografya
SEVİNÇ ÇOKUM
  • Fıkra, söyleşi, senaryo, oyun, radyo oyunları gibi türlerde de eser vermiştir.
  •  Manevi değerlere önem veren bir yazardır.
  • Millî ve dinî bir duyarlılıkla özellikle kent yaşamındaki insanların kimlik sorunlarına yaklaşmıştır.
  • Hisar grubunda da yer almıştır.
  • Sevinç Çokum’un ”Bir Eski Sokak Sesi” adlı eseri ilk hikâyelerini oluşturur. Şiirli anlatımın esas olduğu eserde şehrin dar ve eski sokaklarının insanlarını oldukça zengin iç dünyalarıyla anlatır. Rozalya Ana”, Sevinç Çokum’un İstanbul öykülerinden farklı olarak Kırım’dan, Anadolu kent ve köylerinden görüntüler taşıdığı son öykü kitabıdır.
  • Öyküleri:  Eğik Ağaçlar, Bölüşmek, Makine, Derin Yara, Onlardan Kalan, Rozalya Ana, Bir Eski Sokak Sesi, Evlerinin Önü, Beyaz Bir Kıyı, Gece Kuşu Uzun Öter
  • NECATİ TOSUNER
Necati Tosuner Kimdir? Hayatı ve Eserleri | Türk Edebiyatçılar İnternet  Ansiklopedisi
NECATİ TOSUNER
  • Roman ve özellikle hikâye türlerinde eserler vermiştir.
  • Toplumsal gerçekleri, kendi bireysel dünyasının penceresinden ele almaya çalışmıştır.
  • Öyküleri: Özgürlük Masalı, Çıkmazda, Kambur, Sisli, Necati Tosuner Sokağı, Çılgınsı, Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi, Güneş Giderken
Rasim Özdenören'den: Alaeddin Özdenören: 11. ölümsüzlük yıldönümü
RASİM ÖZDENÖREN
  • RASİM ÖZDENÖREN
  • 1970 sonrası Türk hikâyeciliğinin önemli isimlerindendir.
  • Eserlerinde yaşamdaki değişimi ve bu değişimlerin birey ve toplumda oluşturduğu yozlaşmayı, çözülmeyi, dağılmayı anlatmaya çalışmıştır.
  • Hikâyelerinde kendi kültürünü ve değerlerini irdelemiş, dinî değerleri yüceltmiştir.
  •  Dinî değerleri de tasavvufi bir estetikle vermeye çalışmıştır.
  • Öyküleri: Hastalar ve Işıklar, Çözülme, Çok Sesli Bir Ölüm, Çarpılmışlar, Denize Açılan Kapı, Kuyu, Hışırtı, Ansızın Yola Çıkmak
NAZAN BEKİROĞLI
  • NAZAN BEKİROĞLU
  • Türk dili ve edebiyatı alanında akademisyendir.
  • Eserlerinde akademisyenliğinin etkilerini görülür. Roman ve hikâyelerinde kendisine özgü anlatımı vardır.
  • Sanatsal ama anlaşılır bir dil kullanır.
  •  Eski edebiyatın süslü nesir geleneğini,  modern bir anlayış ve anlaşılır bir dille  çağdaş edebiyata taşımıştır.
  •  Üslubu çok önemseyeni, üslupçu bir yazardır. Bu açıdan elit bir kesime hitap ettiği söylenebilir.
  • Eserlerinde   divan edebiyatı konularını ve  motiflerini  şiirsellikle örülü ritmik ve melodik bir dille kullanmıştır.
  • Eserlerinde mistisizm vardır.  Tasavvuf düşüncesini yaşadığımız çağ ile bağdaştırmaya çalışmıştır.
  • Öyküleri: Nun Masalları (Öykü; Dergâh Yayınları, 1997)Cam Irmağı Taş Gemi (Hikâye, Timaş Yayınları, 2006) (TYB 2006 Yılı Hikâye Ödülü)