Kategoriler
11. SINIF 6. ÜNİTE: ROMAN

CUMHURİYET DÖNEMİ 1950-1980 ARASI TOPLUMCU- GERÇEKÇİ ROMAN

Tanzimat döneminde Nabizade Nazım’ın Karabibik kitabıyla başlayan köye yönelmenin ilk başarılı örnekleri Ebubekir Hazım Tepeyran’ın “Küçük Paşa” ve Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı yapıtlarıyla Milli Edebiyat döneminde verilmiştir.

1950’li yıllarda Köy Enstitülü yazarların çabalarıyla köy olgusu romanlarda daha farklı bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştır. Köy Enstitülerinde yetişen köy kökenli yazarlar konularını daha çok toprağa bağlı insanların hayatlarından alan eserler yazmışlardır. Anadolu köy ve kasabalarına yönelmişlerdir.

Mahmut Makal’ın 1950’de köy notlarını içeren “Bizim Köy” adlı kitabının yayımlanmasıyla, Fakir Baykurt ve Talip Apaydın gibi yazarların eserleriyle köye ve köy hayatına ilgi daha da artmıştır. 

1960’lardan itibaren Fakir Baykurt, Kemal Bilbaşar, Yaşar Kemal gibi yazarlar köy – kasaba konularını işlemeyi sürdürürken Sabahattin Ali, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin gibi yazarlar bir süre sonra kent insanının ve büyük kentin sorunlarını da ele alan konulara yönelmişlerdir.

Toplumcu Gerçekçi Romanın Genel Özellikleri

1. Türk edebiyatında toplumcu gerçekçilik, 1930’lardan 1980’lere kadar özellikle roman alanında varlığını güçlü bir biçimde sürdürmüştür.

2.Toplumcu gerçekçiler eserlerinde büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler ve sosyalizm üzerinde durmuştur.

3.Bu eserlerde siyasi ideolojiler ön plana çıkar. Yazar, okuyucuyu kendi düşünceleri doğrultusunda yönlendirmek ister.

4.Marksist ve sosyalist düşünce etkilidir.

5. Roman, düşünceleri aktarmak için bir araç olarak görülür. Yani, sanat toplum içindir, anlayışı benimsenir.

6. Roman ve hikâyelerde çok sağlam bir kurgu görülmez.

7. Dil sade halk dilidir. Konuşma dili esas alınır. Yerel/yöresel ifadeler yer alır.

8.Kahramanlar genellikle sıradan kişilerdir. Özellikle ezilmiş Anadolu insanı ve büyük şehirlerde yaşayan küçük insanlardır.

9.Anadolu coğrafyası ve insanı, toplumdaki düzensizlikler, çatışmalar, köy gibi küçük yerleşim yerlerinin sorunları ağa-köylü, öğretmen-imam, zengin-fakir, halk-yönetici, güçlü-güçsüz, aydın-cahil ve büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler gibi konular üzerinde yoğunlaşmışlar.

10.Toplumda yaşanan bu unsurların adaletsizlikleri sorgulanır.

11.Gözlem çok önemlidir.

12. Realizm ve natüralizmin etkileri görülür.

Bu anlayışı benimseyen sanatçılar:

·         Kemal Bilbaşar,

·         Orhan Kemal,

·         Kemal Tahir,

·         Yaşar Kemal,

·         Sabahattin Ali,

·         Sadri Ertem,

·         Samim Kocagöz,

·         Fakir Baykurt,

·         Aziz Nesin,

·         Rıfat Ilgaz.

·         Abbas Sayar

·         Aziz Nesin

·         Talip Apaydın

TOPLUMCU GERÇEKÇİ ANLAYIŞLA ROMAN YAZAN YAZARLAR

 1. SADRİ ERTEM (1900 – 1943)

 * 1930’lu yıllarda, konularını köylünün, işçinin, orta sınıfın sıkıntılarından alan romanlar yazmıştır.

 *Sanatsal üsluba karakter ve duygu tahlillerine önem vermemiştir. Yani estetiği düşünmemiş; sadece ekonomik, sosyolojik, sınıfsal gerçekleri anlatmaya çalışmıştır.

Roman: Çıkrıklar Durunca, Bir Varmış Bir Yokmuş, Düşkünler, Yol Arkadaşları

 2. SABAHATTİN ALİ (1907 – 1948)

*Toplumcu gerçekçi bir sanatçıdır. 1950’den sonra yetişen yazarlara öncülük eden önemli yazarlardandır.

*Şiirler, hikâyeler, romanlar yazmış, çeviriler yapmıştır. Sabahattin Ali, 1930’lu yıllarda öyküye gerçekçi ve yeni bir soluk getirmiştir.

*İnsanın zavallılığını ve gücünü aynı sarsılmaz üslupla, zaman zaman masalsı ve destansı bir biçimde yansıtmayı başarmıştır.

* Romanlarında insanın ruhuna ayna tutmuş ve gerçeğe bu aynadan bakmış, okurların gerçekliği daha derinden algılamasını sağlamıştır.

*Markopaşa adlı mizahi dergiyi çıkaranlar arasında (Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la birlikte) yer almış, bu dergide başyazılar yayımlamıştır.

Roman: Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna

 3. KEMAL TAHİR (1910 -1973)

*Toplumcu gerçekçi bir romancıdır.

*Hapishane yaşamını, Kurtuluş Savaşı’nı, tarihi, köy yaşamını ve eşkıya hikâyelerini konu edindiği romanlarıyla tanınmıştır.

*Tasvire önem veren yazarın eserlerinde anlaşılır bir dili ve yalın bir anlatımı vardır.

*Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu anlattığı, Osmanlı toplumunun gelişim sürecinin Batı’dan farklı olduğunu ileri sürdüğü tezli romanı “Devlet Ana” (1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü) romanıyla ve Kurtuluş Savaşı yıllarını konu edindiği “Yorgun Savaşçı” (1968 Yunus Nadi Roman Ödülü) romanlarıyla tanınmıştır. “Yol Ayrımı” romanında da Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki çok partili hayata geçiş denemesini anlatmıştır. Bu romanları aynı zamanda tarihi roman türündedir.

*Ekonomik kaygıyla polisiye roman türünün önemli eseri olan Mayk Hammer’ın yerli versiyonlarını yazmıştır.

* “Körduman, Bedri Eser, Samim Aşkın, F.M. İkinci, Nurettin  Demir, Ali Gıcırlı” takma adlarını kullanmıştır.

*Anlatımı daha etkili kılmak, görüşlerini desteklemek gibi nedenlerle eserlerinde kimi yazar ve şairlere yer vermiştir.

 Roman: Devlet Ana, Yorgun Savaşçı, Esir Şehrin İnsanları, Rahmet Yolları Kesti, Esir Şehrin Mahpusu, Bozkırdaki Çekirdek, Kurt Kanunu, Yol Ayrımı

 4. AZİZ NESİN (1916 -1995)

*Toplumcu gerçekçi bir yazardır.

*Toplumsal olayları karikatürize ederek işlemiştir.

*Eserleriyle toplumu bilinçlendirmeyi ve eksiklikleri gidermeyi amaçlamıştır.

*Eserlerinde genellikle toplum ve birey yaşamını uyumsuz duruma düşüren olayları, yöneticileri, sömürücüleri, çıkarcıları, vurguncuları, kendini bilmezleri, cahilleri…ele almıştır.

*Yalın bir dil kullanmıştır.

*Tipleri, herkesin günlük yaşamda rastlayabileceği insanlardan seçmiş; bunları yerel ağızlarıyla konuşturmuştur.

*”Markopaşa” adlı mizahi hiciv dergisini çıkaranlar arasındadır.

* Dünyaca tanınmış mizahi öykü yazarıdır.

 Roman: Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Zübük, Gol Kralı Sait Hopsait, Şimdiki Çocuklar Harika, Tatlı Betüş, Erkek Sabahat, Tek Yol, Saçkıran Kadın Olan Erkek

 5. ORHAN KEMAL (1914 -1973)

*Gerçek adı “Mehmet Raşit Öğütçü” olan yazar daha çok öyküleriyle tanınır.

*İlk öykülerini “Orhan Raşit, Bacaksız Orhan” gibi takma adlarla yayımlamıştır.

* Öykü ve roman kişilerini, günlük konuşma diliyle ve yerel sözcüklerle konuşturmadaki ustalığı dikkat çekmiştir.

*Eserlerinde kişilerin ruhsal durumlarını, uzun anlatımlar yerine, konuşmalarla vermiştir.

* Çukurova’nın sanayileşmesini ve işçi sorunlarını, kırsal yöre insanının töresel sıkıntılarını, tarımın makineleşmesi ve ırgatların sıkıntılarını, ekmek kavgası veren küçük çocukları mahpusları, bekçileri gardiyanları… konu edinmiştir.

* Yalın ve sürükleyici bir dil kullanmıştır.

*Birçok eseri beyaz perdeye aktarılmıştır.

Roman: Baba Evi, Murtaza, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerinde, Hanımın Çiftliği, Avare Yıllar, Gurbet Kuşları, Suçlu, Devlet Kuşu, Eskici ve Oğulları, Kanlı Topraklar, Tersine Dünya

6. YAŞAR KEMAL (1923 -2015 )

*Asıl adı Kemal Sadık Göğçeli’dir.

*Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan, Anadolu insanının ekonomik ve toplumsal sorunlarını dile getirdiği röportajları ile tanınmaya başlanmıştır.

*Türkiye’de tarımdan sanayileşmeye geçiş evresi olarak nitelenebilecek 1950’li yıllarda, Çukurova’nın geniş biçimde makineleşmeye açılması ve verimli topraklar üzerindeki ağalar arası rant savaşının kızışması, bunun yoksul Çukurova köylüsü üzerindeki sonuçları Yaşar Kemal’in romanlarının ilk evresinin ana temasını oluşturmuştur.

*1953-54’te Cumhuriyet’te tefrika edilen ilk romanı “İnce Memed” büyük ilgi uyandırmıştır.  Ağa baskısı karşısında dağa çıkan eşkıya “İnce Memed”le yazar, bir destan kahramanını anlatırken aynı zamanda toplumsal yapıdaki aksaklıkların da eleştirisini yapar.

*”Teneke”, Çukurova yöresindeki çeltik ağalarına karşı mücadele eden ve köylünün yanında yer alan genç ve idealist bir kaymakamın trajik öyküsünü işler, “aydının mücadele gücü”nü dile getirir. Daha sonra bu romanı iki perdelik oyun biçiminde sahneye uyarlamıştır.

*Halk öykücülüğünden yola çıkarak, sözlü gelenekte yaşayan Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik öykülerini “Üç Anadolu Efsanesi” adıyla yeniden kaleme almıştır.

*Yaşar Kemal 70’li yılların ortalarından itibaren , “Al Gözüm Seyreyle Salih”, “Kuşlar da Gitti” ve “Deniz Küstü” romanlarında ilk kez Çukurova dışına çıkarak kenti ve deniz insanını konu edinmiştir.

*Anadolu insanının sözlü anlatım geleneğinin ürünleri olan destanlardan, ağıtlardan, halk öykülerinden, masallardan, türkülerden ve çağdaş roman tekniklerinden yararlanmıştır.

*Kurduğu imge ve mit dünyası, benzetmeler, betimlemeler, doğanın tüm yönleriyle anlatımı, kullandığı dil, yerel sözcükler ve deyimler, atasözleri, yakarışlar, sövgüler onun anlatımını canlı ve etkileyici kılmıştır. 

*Şiirsel üslubu ve olağanüstü düş gücüyle, modern romanla epik anlatım biçimlerini başarıyla bağdaştırması onu özgün ve güçlü kılmıştır. 

*Eserlerinde kullandığı bölgesel sözler ve deyimlerle ilgili Ali Püsküllüoğlu tarafından Yaşar Kemal Sözlüğü adlı bir kitap yayımlanmıştır. 

Roman: İnce Memed, Teneke, “Dağın Öteki Yüzü” üçlemesi (“Orta Direk”, “Yer Demir Gök Bakır”, “Ölmez Otu”), “Akçasazın Ağaları” dizisi (“Demirciler Çarşısı Cinayeti”, “Yusufçuk Yusuf”), “Hüyükteki Nar Ağacı”, “Kimsecik” üçlemesi (“Yağmurcuk Kuşu”, “Kale Kapısı”, “Kanın Sesi”), Ağrıdağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırcalı Efe, Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Al Gözüm Seyreyle Salih, Kuşlar da Gitti, Deniz Küstü, “Bir Ada Hikâyesi” üçlemesi (“Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana”, Karıncanın Su içtiği”, “Tanyeri Horozları”)

 7. NECATİ CUMALI (1921 – 2001) 

*Şiir, hikâye, roman ve tiyatro türlerinde eserler vermiştir. 

* Gözlemlerinden yola çıkarak toplumsal sorunları ele almıştır. 

*Ege bölgesinin kırsal insanının yaşantısını anlatmıştır. 

*Özellikle tütün işçilerinin sorunlarını, köylünün doğa ile mücadelesini, kadın-erkek ilişkilerini, kasaba insanı ve kadın gerçeğini işlemiştir.

*Şiirsel dili ve ayrıntıları ustaca kullanması kolayca okunmasını sağlamıştır.

*Sinemaya da uyarlanmış olan “Susuz Yaz” adlı eserini hem tiyatro hem de hikâye biçiminde kaleme almıştır. 

 Roman: Tütün Zamanı (Zeliş),Acı Tütün, Yağmurlar ve Topraklar, Viran Dağlar, Aşk da Gezer, Uç Minik Serçem

 8. SAMİM KOCAGÖZ ( 1916 -1993) 

*Hikâyelerin konularını yaşadığı Söke çevresinden ve Menderes vadisinin toprak sorunlarından almış, alışılmış teknik ve anlatıma bağlı kalarak sınıfsal çelişkileri, ekonomik nedenlerle değişen düzen ve dünya görüşlerini incelemiştir.

* Yalın ve akıcı bir dil kullanmıştır.

*Güçlü gözlemlere dayalı sağlam bir anlatım benimsemiştir.

 Roman: İkinci Dünya, Bir Şehrin İki Kapısı, Yılan Hikâyesi, Onbinlerin Dönüşü, Kalpaklılar, Doludizgin, Bir Karış Toprak, Bir Çift Öküz, İzmir’in İçinde, Tartışma, Mor Ötesi, Eski Toprak 

9. KEMAL BİLBAŞAR (1910 -1983) 

*Doğu Anadolu’daki feodal toplum yapısına ışık tutmuştur.   

*İnançlar, gelenek ve töreler, hayat görüşleri, çıkar çatışmaları ve yerli renklerle beslenmiş olayları gelenekçi bir anlatışla işlemiştir. 

*Anadolu köy ve kasaba yaşayışını folklordan yararlanarak masalsı bir dille anlatmıştır.

* Refik Halit’le başlayan memleket hikâyeciliğini, eleştirel ve sert bir gerçekçilik içerisinde ele almıştır. 

Roman: Cemo, Memo, Yeşil Gölge, Başka Olur Ağaların Düğünü, Denizin Çağrısı, Ay Tutulduğu Gece, Zühre Ninem

10. MAHMUT MAKAL

*Yazarlık hayatına yeni bir köy öğretmeni olarak Varlık dergisine gönderdiği köy mektupları ve notlarıyla başladı. 

*Bu notların toplandığı “Bizim Köy” kitabı geniş bir ilgi uyandırdı; edebiyatımızda köy edebiyatı çığırını başlattı.

     *Anadolu’nun köy ve kasabalarını, eğitim sorunlarını, öğretmen kıyımlarını ele almıştır.

 Eserleri:  Notlar (hikâyemsi izlenimler): Bizim Köy, Köyümden, Hayal ve Gerçek, Memleketin Sahipleri 

11. TALİP APAYDIN (1926 -2014 ) 

*İlk şiir ve hikâyeleri Köy Enstitüleri Dergisi’nde yayımlanmıştır. 

*Köy gözlemlerini notlar halinde kaleme almıştır.

* Konularını köy ve kasaba olaylarından alan hikâye ve romanlar yazmıştır. 

Roman: Sarı Traktör, Yarbükü, Emmioğlu, Ortakçılar (Sonraki basımda Ortakçının Oğlu adıyla basılmıştır), Define, Köylüler, Tütün Yorgunu, Toprağa Basınca…

 12. FAKİR BAYKURT (1929 – 1999)

*Köy Enstitüsü çıkışlı yazarlardandır. 

*İçinde doğup yetiştiği köylülerin hallerini anlatmaya çalışmıştır.  Özellikle Orta Anadolu bölgesini konu edinmiştir. 

*İnsanları, okurları aydınlatmayı, daha ileriye taşımayı görev edinmiştir.

* Köyün ve köylünün sorunlarını halkçı bir bakışla, yalın bir dille işlemiş, köylünün bilinçaltındaki çelişkileri yansıtmıştır.

Roman: Yılanların Öcü, Irazca’nın Dirliği, Onuncu Köy, Kaplumbağalar, Tırpan, Yarım Ekmek…

 13. DURSUN AKÇAM (1930 – 2003) 

*Gazete ve dergilerdeki röportajlarıyla edebiyat dünyasına girmiştir. 

* Kuzeydoğu Anadolu’nun köy ve kasaba hayatını, dertlerini sergileyen, etkili ve yalın eserler yazmıştır.

*Kırsal kesim gözlemlerini mizahi ve yalın bir üslupla anlatmıştır.  

Roman: Kanlı Dere’nin Kurtları, Dağların Sultanı, Kafdağı’nın Ardı, Ucu Ucuna Yaşam

 14. ABBAS SAYAR (1923 -1999

*Köy gerçekliğini döneminin köy edebiyatçılarından farklı olarak kendine has bir üslupla yansıtmıştır.

* Yozgatlı olan ve burada uzun yıllar yaşayan yazar, yapıtlarında genellikle Orta Anadolu’yu anlatmıştır.

*”Bozkırın romancısı” olarak bilinir.

* “Yılkı Atı” romanıyla geniş kesimlerce sevilmiştir. Yılkıya (başıboş) bırakılan bir atın doğadaki yaşam mücadelesini arka planda köy gerçekliğini, halkın yoksulluğunu da vererek anlatmıştır. 

*Oldukça şiirsel, günlük konuşma dilinin deyimlerin zenginleştirdiği bir dil ve anlatımı vardır. 

Roman: Yılkı Atı, Çelo, Can Şenliği, Dik Bayır, Tarlabaşı Salkım Saçak, Anılarda Yumak Yumak 

15. RIFAT ILGAZ

*Mizahi dille eser veren önemli yazarlarımızdandır.

*En ünlü eseri Hababam Sınıfı’dır.

*1982’de Yıldız Karayel romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı ve Madaralı Roman Ödülünü almıştır.

Romanları:Hababam Sınıfı, Yıldız Karayel, Karartma Geceleri, Pijamalılar, Sarı Yazma, Halime Kaptan…

Kategoriler
12. SINIF 2. ÜNİTE: HİKAYE

1960 SONRASI TÜRK HİKÂYESİ

Türk öyküsünün sergüzeşti
  • Türk hikâyeciliği gerek hikâye sayısı, gerek işlenen konuların çokluğu, gerek hikâyeci, gerekse teknik açıdan oldukça gelişmiştir.
  • Yazarların bazıları toplumcu çizgide, bazıları bireysel duyarlılıkla, bazıları modernist ve postmodernist anlayışla, bazıları da dinî ve millî duyarlılığa dayalı bir anlayışla eser vermiştir.
Untitled
  • Yazarlar modernizm ve postmodernizm gibi yönelimlerin de etkisiyle anlatım olanakları ve teknikleri açısından hikâye türünün gelişimine katkı sağlamışlardır.
1960'larda Türkiye - YouTube
  •  1960’lı yıllarda ülkedeki siyasal ve sosyal olaylar ve bu olaylar karşısında halkın durumu eserlere yansıtılmaya çalışılmıştır.
  • Toplumsal konular olarak köylülerin, işçilerin kenar semt halkının sorunları sürerken, kadın-erkek ilişkilerinin cinsellik açısından ele alındığı, 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi’ni hazırlayan olayların, 12 Mart Askerî Muhtırası’nın öykülere yansıdığı görülüyor. Bu dönemde Leyla Erbil, Demir Özlü, Demirtaş Ceyhun, Erdal Öz, Bilge Karasu, Dursun Akçam, Orhan Duru, Necati Cumalı, Mehmet Seyda, Talip Apaydın, Sevgi Soysal, Ferit Edgü, Yusuf Atılgan, Bekir Yıldız gibi yazarlar eserler vermiştir.
  • Varoluşçuluk, hikâyeyi etkiler.
Türkiye'de Kapitalist Gelişme Sürecinin ve İşçi Hareketinin Kısa Tarihi |  sınıf mücadelesinde Marksist Tutum
  • 1970’li yıllardan itibaren yazarlar siyasal, toplumsal ve günlük konuları eserlerinde ele almaya devam etmişlerdir. Ekmek kavgası veren insanlar anlatılır. Muzaffer İzgü, Füruzan, Gülten Dayıoğlu, Tomris Uyar, Adalet Ağaoğlu, Pınar Kür, Nazlı Eray eserleriyle öne çıkan yazarlardır.
Emperyalist iş bölümü kıskacında Türkiye'de pamuk üretimi
  • 1980’den itibaren de sıradan insanın yaşam mücadelesi, kadının Türk toplumundaki yeri ve çocuklar, Almanya’ya göç, Güneydoğu Anadolu, kan davalarının etkileri, gibi konuların ele alındığı öyküler yazılmıştır. Öyküler, gözlemlere dayanır. Özellikle Güneydoğu Anadolu’nun işlendiği öykülerde doğa canlı bir varlık olarak verilir.
  •  1990’lı yıllardan itibaren ise bireyi merkeze alan hikâyeler yazılmaya başlanmıştır. Son dönem Türk hikâyeciliğine Nedim Gürsel, Feyza Hepçilingirler, Mustafa Kutlu, Rasim Özdenören, Hulki Aktunç, Sevgi Özel, Nazan Bekiroğlu gibi birçok sanatçı örnek verilebilir.
Yalnızlık güçlü insanları seçer! Sizce yalnız insan güçlü insan mıdır? -  KizlarSoruyor
  • Postmodernizm, Batı edebiyatında bir kavram olarak 1950’li yıllarda görülmeye başlanmış; Türk edebiyatını da 1970’lerden itibaren etkilemeye başlamıştır.
Postmodernizm | Rehberlik Servisi
  • Postmodernistler kendilerinden önceki edebiyat geleneğine karşı çıkmışlar, eserin biçimsel özelliklerini önemsemeye başlamışlardır. Bir eserde anlatılan şeyi değil anlatımı önemsemişlerdir. Bu nedenle “Nasıl anlatırım?” sorusundan hareketle yeni anlatım tekniklerini kullanmışlardır.
metinlerarasılık arşivleri - Füsun Kavrakoğlu
metinlerarasılık
  • Metinlerarasılık da postmodernistlerin anlatım tekniklerinden biridir. Metinlerarasılık, bir metin içinde diğer metinlerle ya da müzik, resim, teoloji gibi alanlarla kurulan ilişkiye dayalıdır. Çeşitli metinlerin bir metin içinde kullanılmasıyla oluşur. Örneğin bir roman yazarı eserinde halk hikâyesinden, kutsal metinden, fabldan ya da başka bir yazarın romanından, hikâyesinden yararlanabilir. Bir metinde okurun bu anlatım tekniğini belirlemesi için iyi bir kültür birikimine sahip olması gerekir.
  • Cumhuriyet Dönemi’nde Sevinç Çokum, Hüseyin Nihal Atsız gibi birçok sanatçı din, dil, tarih, devlet, gelenek görenek gibi ayrıntıların üzerinde durarak millî kimliği eserlerinde işlemeye başlamıştır. Vatan ve bayrak sevgisine eserlerde önem verilmiş, kutsal kavramlar ön plana çıkarılmıştır. Türk tarihinin şanlı dönemlerine yönelik konu ve temaların çerçevesinde millî bir bilinç oluşturulmaya çalışılmıştır.
Toplumsal depresyon, paranoya ve yabancılaşan bireyler…
  • Sonraki yıllarda toplumsal konularla birlikte bireye bir yöneliş söz konusudur.  Yazarlar, daha çok, insanın çevresiyle uyuşmazlığını, yaşanılan düzene, alışkanlıklara, ahlak ölçülerine başkaldırma… gibi, bireyde tedirgin, bıkkınlık yaratan durumları psikolojik çözümlemelerle okuyuculara da yansıtmışlardır. Genellikle kişilerin içinde bulundukları durumdan kurtulamadıkları dikkati çeker.
  • Anlatım teknikleri gelişmiştir. Bilinç akışı, iç çözümleme,iç monolog, pastiş vb…teknikler çokça kullanılmış; gerçekle hayalin iç içe geçtiği hikayeler de sıkça görülmeye başlanmıştır.
  • 1960 sonrası Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında bazı sanatçılar dinî yönelime göre eserler vermişlerdir.
Dini Hikayeler, Dini Masallar, Dini Öyküler | HikayelerOku
  • Dinî yönelim Cumhuriyet Dönemi’nde insanların iç dünyalarını, ferdî duyuş tarzlarını ve inançlarını edebî eserlere yansıtmayı ilke edinen bir yönelimdir. İslamiyet’i yaşamlarına yansıtan sanatçılar, dinin huzur sağlayan boyutlarını eserlerinde ele almışlardır. İslami düşünüşü kimi zaman tasavvufi boyutlarıyla işleyen sanatçılar roman, hikâye gibi birçok düzyazı türünde eserler vermiştir. Sezai Karakoç, İsmet Özel, Cahit Zarifoğlu, Mustafa Miyasoğlu, Sevinç Çokum, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt, Hüseyin Atlansoy, Nazan Bekiroğlu gibi sanatçılar bu yönelimin etkisinde eserler vermişlerdir.

1960 SONRASI HİKÂYE YAZARLARI

Aslında böyle bir ayırım yapmak çok zordur. Çünkü önceki yıllarda yazma serüvenine başlayarak bu yıllarda da eser veren birçok yazar vardır. Burada eserlerini en çok 1960’tan sonra yoğun olarak veren ve günümüze kadar gelen yazarları ele almaya çalışacağız.

Millî ve Dinî Duyarlılığı Yansıtan Hikâyeler | edebiyatimiz.net

 Önceki yıllarda yapılan “bireyi esas alan hikâyeler, milli ve dini duyarlılıkla yazılan hikâyeler, modernist hikâye ve toplumcu-gerçekçi hikâye” anlayışları bu dönemde de devam etmekle birlikte, bir zaman sonra hikâyelerde bu anlayışlar iç içe geçmiştir. Bu nedenle yazarları burada ayrı başlıklar halinde vermeyeceğiz.

  • LEYLA ERBİL
  • Küçük yaştan itibaren dünyanın farklı kültürlerini tanıma imkânı buldu.
Leyla Erbil kimdir? Leyla Erbil ölümünün 7. yılında anılıyor… -  Kültür-Sanat haberleri
LEYLA ERBİL
  • Erbil, Türkiye Sanatçılar Birliği (1970), Türkiye Yazarlar Sendikası kurucularındandır ve Pen Yazarlar Derneği üyesiydi.
  • İlk öykü kitabından itibaren geleneksel yazış biçimlerine karşı çıkmıştır.
  • Yeni bakış açısı ve dil kurma çabaları göstermiştir.
  • Marksizmi işlemiştir.
  • Psikanalizden yararlanmıştır
  • 1971’de yayımlanan Tuhaf Bir Kadın, dört bağımsız öykü olarak da okunabilen bir romandır. Geniş yankılar uyandıran roman, ayrıca edebiyatımızda ilk kez, bakirelik, ensest, cinsel taciz, dayak gibi konulan da içermesi ve Türkiye’de henüz “feminizm” sözcüğü edilmezken yazılmış olması nedeniyle feministlerce de bir ilk kitap olarak görüldü.
  • Öyküleri: Hallaç (1959),Gecede (1968), Eski Sevgili (1977)
Bilge Karasu Kimdir?Hayatı,Edebi Kişiliği,Eserleri
BİLGE KARASU
  • BİLGE KARASU
  • Anlattığıyla, anlatımıyla özgün bir isimdir.
  • Resimden, müzikten felsefeye, sinemaya uzanan geniş bir ilgi yelpazesi içinde bireyin sorunlarını sevgi, dostluk, yalnızlık odağında ele almıştır.
  • Ben merkezli hikâyeler yazmıştır.
  • ÖyküTroya’da Ölüm Vardı, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Göçmüş Kediler Bahçesi, Narla İncire Gazel
  • NEZİHE MERİÇ
  • Toplum içinde bile kendi iç yalnızlığını sürdüren genç kız ve kadınları başarıyla anlatmıştır.
Nezihe Meriç: Zor Yokuşu
NEZİHE MERİÇ
  • Eserlerinde kadının toplumdaki konumunu sorgulamıştır. Kadının bireysel ve toplumsal gerçekliğini içten bir dille eserlerine yansıtmıştır.
  •  Çocuk edebiyatına da katkı sağlayan bir yazardır.
  • Çehov tarzı hikâyeye uygun eserler vermiştir.
  • Öykü, tiyatro ve roman türlerinde eserler yazmıştır.
  • ÖyküBozbulanık, Topal Koşma, Menekşeli Bilinç, Dumanaltı, Bir Kara Derin Kuyu, Yandırma, Gülün İçinde Bülbül Sesi Var, Çisenti
  • ADALET AĞAOĞLU
Son dakika: Adalet Ağaoğlu hayatını kaybetti! Adalet Ağaoğlu kimdir? -  Güncel Haberler Milliyet
ADALET AĞAOĞLU
  • Ankara Radyosuna dramaturgluk, radyo tiyatrosu müdürlüğü, TRT’de program uzmanlığı yapmıştır.
  • Sanat hayatına şiirle başlamış; roman, hikâye, oyunlar yazmış ve çeviriler yapmıştır.
  • Eserleriyle TDK Tiyatro Ödülü, Sait Faik Hikâye Armağanı, Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü, Orhan Kemal Roman Ödülü, Madaralı Roman Ödülü gibi birçok ödül almıştır.
  • Yeni anlatım olanaklarını denemiştir. “Tek anlatıcıya son vermek”, “an’ların anlatıcısı olmak”, “yer, zaman öğelerine değişiklik getirmek” onun anlatımına yeni boyutlar getirmiştir.
  • Korku, ölüm, erkek-kadın ilişkileri, özveri, aşk, yaşlılık, gençlik, başkaldırı, özgürlük vb. evrensel temalar güncel kaygılarla, dünyaya bakışıyla, toplumsal gelişmelerle iç içe verilmiştir. Cinsel konuları da çok işler.
  • Yazarımızı Temmuz 2020’de kaybettik.
  • ÖyküYüksek Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi, Hadi Gidelim, Hayatı Savunma Biçimleri
  • FERİT EDGÜ
Ferit Edgü: “Her gecenin bir sabahı vardır, bu ülkede bile”
FERİT EDGÜ
  • Sanat yaşamına şiirle başlamıştır.
  • Bir Gemide adlı hikâyesi ile 1979 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanarak edebiyatımızda hikâye türünün önemli isimleri arasına girmiştir.
  • Romancıdan çok öykücü-denemeci sayılması gereken bir sanatçıdır.
  •  Eserlerinde insanın varoluşsal kaygılarını, bunalımlarını ustaca ele almıştır. Toplumsal-bireysel gerçekleri, psikolojik derinlikleri araştırmıştır.
  • Yaşamından, gözlemlerinden yola çıkarak değişik dil ve anlatım biçimlerini denemiştir.
  • Edebiyatımızda küçürek hikâye türünün önde gelen yazarlarındandır.
  • Ayrıca edebiyatımızın önemli eleştirmenlerindendir.
  • Öyküleri:  Kaçkınlar, Bozgun, Av, Bir Gemide, Çığlık, Binbir Hece, Doğu Öyküleri, İşte Deniz Maria, Do Sesi, Nijinski Öyküleri
  • DURSUN AKÇAM
  • Gazete ve dergilerdeki röportajlarıyla edebiyat dünyasına girmiştir. 
Çağdaş Gazeteciler Derneği - DURSUN AKÇAM
DURSUN AKÇAM
  • Kuzey Doğu Anadolu’nun köy ve kasaba hayatını, dertlerini sergileyen, etkili ve yalın eserler yazmıştır.
  • Onun öykülerinde ironi vardır, öykülerinde hiçbir fazlalık da yoktur,
  • Çehov tarzında güçlü bir öykücüdür.
  • Akçam’ın yazarlığında derin bir komedya da vardır.
  • Yazıları güçlü esprilerle süslüdür.
  • Kişilikleri çok canlı anlatır.
  • Çok da iyi bir gözlemcidir.
  • Dursun Akçam “Almanya’daki Türkleri en iyi yansıtan yazar olmuştur”.
  • Öyküleri: Maral (1964),Ölü Ekmeği (1969),Taş Çorbası (1970),Köyden İndim Şehire (1973),Kafkas Kızı (1978),Haley (1975),Ataman Ocağı (Almanca-Türkçe, 1982),Generaller Birleşin (1988),Sevdam Ürktü (1992),Öğretmeni Kim Öptü? (1995),Bizim Sevdamız (1993).
  • SEVGİ SOYSAL
  • Adalet Ağaoğlu’na göre “başının kendi kendiyle dertte olduğu bir kadın”olan Sevgi Soysal, bir kadın olarak da yazar olarak da kalıplara kurallara sığmayan, isyan eden, başkaldıran, alay eden bir kadındır.
SEVGİ SOYSAL
  •  Alaycılığı, aşağılayıcı olmaktan uzak, var olan toplumsal cinsiyet rollerini tersyüz eden ve kendi kendini de hedef alan bir alaycılık olduğu için çok kıymetlidir.
  • Eserlerinde, kadın bireylerin iç sıkıntılarını bireyselden yola çıkarak toplumsal eleştirilerle anlatmıştır.
  • Cinselliği, evlilik kurumunu, anneliği yani kadınlık durumlarına dair birçok meseleyi irdelemiş, eleştirmiş bir yazar olarak kendini de eleştirmekten geri durmamıştır.
  • Eserlerinde hayatından izler vardır.
  • Kadın-erkek ilişkilerini, kadın sorununu, ağırlıklı olarak da 1960 sonrasında yaşanan sosyal ve siyasal olayları ele aldı. 
  • Toplumcu-gerçekçi anlayışla eserler vermiştir.
  • Öyküleri: Tutkulu Perçem (1962), Tante Rosa (1968), Barış Adlı Çocuk (1976)
  • ERDAL ÖZ
Dostlarından mektuplarla Erdal Öz – Kültür Servisi
ERDAL ÖZ
  • Can yayınlarının kurucusudur.
  • Edebiyata şiirle başladı.
  • Toplumcu-gerçekçi çizgide eser verdi.
  • 1970 sonrasında tutukluların hukuk dışı uygulamalara maruz kaldığını, bu uygulamaların onların hayatına ve ruh hallerine etkilerini, baskılar karşısında bireyin yalnızlığını, direnmelerini, umutlarını anlattı.
  • Öyküleri: Yorgunlar (1960),Kanayan (1973),Havada Kar Sesi Var (1987),Sular Ne Güzelse (1997),Cam Kırıkları (2001)
Bekir Yıldız - Biyografya
BEKİR YILDIZ
  • BEKİR YILDIZ
  • Güneydoğu insanının yaşamını anlattı.
  • Bazı eserleri filme aktarıldı.
  • Güneydoğu’daki kan davalarını, köylü-ağa ilişkilerini, kaçakçılığı, Almanya’daki işçilerin toplumla uyumsuzluklarını konu edindi.
  • Öyküleri: Reşo Ağa (1967), Kara Vagon (1969), (May Edebiyat Ödülü), Kaçakçı Şahan (1970), (Sait Faik Hikâye Ödülü-1971),Sahipsizler (1971),Evlilik Şirketi (1972),Beyaz Türkü(1973), Alman Ekmeği (1974),Dünyadan Bir Atlı Geçti (1975),İnsan Posası (1976), Demir Bebek(1977), Güneydoğu Öyküleri (Kara Vagon ve Kaçakçı Şahan, 1979),Mahşerin İnsanları (1982),Bozkır Gelini (1985)
Füruzan - Biyografya
FÜRUZAN
  • FÜRUZAN
  • Türk öykücülüğünde genellikle “küçük insanlar” diye adlandırılan, toplumun ezilmiş, hakkı yenmiş, iç dünyaları keşfedilmemiş insanlarını yazmıştır.
  •  Öykünün yanı sıra şiirden, romana, gezi yazısından, denemeye ve çocuk edebiyatına kadar edebiyatın farklı türlerinde eserler vermiştir.
  • Öykülerinin bazıları tiyatro sahnesine ve sinema perdesine taşınmıştır.
  • 1970’li yıllarda en çok dikkat çeken üç kadın yazardan biri olarak Sevgi Soysal ve Adalet Ağaoğlu’yla birlikte anılır.
  • Yönettiği Benim Sinemalarım filmi, Türk sinema tarihinin en başarılı eserleri arasında sayılır.
  • İlk kitabı Parasız Yatılı ile 1972 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanınca ünlendi. Bu ödülü kazanan ilk kadın yazar unvanını aldı.
  • Öykülerinde kötü yola düşmüş kadın ve kızların, çöküş sürecindeki burjuva ailelerin, yeni yaşama koşullarından bunalan, yurt özlemi çeken göçmenlerin, yoksulluk içinde yaşama savaşı veren, tek silahları sevgi olan yalnız kalmış kadınların, çocukların dramını anlattı.
  • Kısa öyküden uzun öyküye doğru giden yazarın yöre dilini kullanması öykülerinin okunurluğunu arttırmıştır.
  • Öyküleri: Parasız Yatılı (1971, Bilgi),Kuşatma (1972, Bilgi),Benim Sinemalarım (1973, Bilgi),Gecenin Öteki Yüzü (1982, Adam),Gül Mevsimidir (1985, Can),Yedi Öykü (1992, Gendaş),Sevda Dolu Bir Yaz (1999, YKY),Toplu Öyküler (2004, YKY),Haraç (2008, Notos),Yaz Geldi – Seçme Öyküler (2009, YKY)
  • TOMRİS UYAR
Google, Tomris Uyar'ı 'doodle' ile hatırlattı Kronos News | Bağımsız haber  sitesi...
TOMRİS UYAR
  • Öyküde “yoğunluk, içtenlik ve sahicilik” olması gerektiğini savunur.
  • Uyar, ilk kitabı İpek ve Bakır’daki öykülerinde küçük burjuva kökenli insanların yaşama biçimleri üzerine yoğunlaştı.
  • Yaza Yolculuk kitabında genelde insanlara öğretilen basmakalıp değer yargılarının gözden geçirilmesi, kişinin kendine ya da yaşadığı yere dönüşü gibi bir çeşit dönüş yolculuğu vardır.
  • Onun öykülerinde günlük yaşamdan kesitler buluruz, kimi zaman masallaşan kimi zaman kara mizaha dolanan anlatılar kişisel ve toplumsal çıkmazların yansıması gibidir.
  • Tomris Uyar, modern dünya edebiyatından yaptığı çevirilerle de Türk edebiyatına katkılarda bulunmuştur.
  • Öykülerini okurun zekâsına güvenen, katılımını bekleyen bir çerçevede kurar.
  • Okur öykülerini okurken tanımlamakta zorlanacağı duygularla baş başa kalıverir.
  • Gözlemlerine duyarlılığını katması, onu gerçeği kuru kuru vermekten kurtarıyor.
  • Öyküleri:  İpek ve Bakır, Ödeşmeler, Diz boyu Papatyalar, Yürekte Bukağı – Sait Faik Hikâye Armağanı, Yaz Düşleri/Düş Kışları, Gece gezen Kızlar, Rus Ruleti- Dön Geri Bak, Yaza Yolculuk, Sekizinci Günah, Otuzların Kadın, Aramızdaki Şey
Muzaffer İzgü Kimdir? Nereli Eserleri Nelerdir? Biyografisi
MUZAFFER İZGÜ
  • MUZAFFER İZGÜ
  • Gözleme dayanan öykülerinde, siyasal, toplumsal ve güncel konuları ele almıştır.
  • Siyasal konulu öykülerinde 1960’tan bu yana gelişen siyasal olayların, politikacıların, kurumların ele alındığı görülür.
  • Toplumsal konulu öykülerinde, devlet dairelerindeki yönetim bozukluğundan başlayarak, gecekondularda yaşayanların sorunlarına, anarşik olaylardan etkilenen vatandaşların durumuna değin çeşitli konuları dile getirmiştir.
  • Öykülerinin bir bölüğünde de, trafik sorunu, fiyat artışları, halkın temizlik anlayışı gibi güncelliğini yitirmeyen konular yer almıştır. Öykülerinde olay anlatmayı yeğleyen İzgü, genellikle taşlamalar, abartmalar, konuşmalarla sürdürdüğü öykülerini okuyucuyu düşünmeye yöneltecek biçimde bitirir.
  • Öykülerinde sağduyulu, yoksul, direnen, güleç yüzlü Anadolu insanını anlatır.
  • Çocuk edebiyatında da sevilen ve başarılı bir isimdir.
  • Öyküleri: Bando Takımı (1975), Donumdaki Para (1977), Deliye Her Gün Bayram (1980),Sen Kim Hovardalık Kim (1980), Her Eve Bir Karakol (1980), Devlet Babanın Tonton Çocuğu (1981), Lüplüp Makinesi (1982), Kasabanın Yarısı (1982), Demokrasimiz Kaç Para Eder (1988)
VÜS’AT O. BENER
  • VÜS’AT ORHAN BENER
  • Vüs’at O. Bener, eserleri içinde daha çok özyaşam öyküsel nitelik taşıyan öyküleriyle bilinir.
  •  Bener, ham gerçekliği edebi bir temele oturtarak ele aldı.
  • Gündelik olaylarla, bilinçaltında birikmiş yaşam parçalarını birleştirdi.
  • Sürekli yeni anlatım biçimleri arayan yazar, bu yönüyle zaman zaman şematizme düşmekle, dış gerçekleri yanlış yerlere koymakla, hatta bozmakla eleştirildi.
  • Bener’in eserlerinde ölüm teması önemli bir yer tutar. Bunda yazarın genç yaşta doğum sırasında kaybettiği ilk eşi ve doğumdan sonra yaşatılamayan çocuğunun da etkisi vardır. Bu evlilikten sonra tekrar başından evlilikler geçmesine rağmen Vüs’at O. Bener’in çocuğu olmadı.
  • Okurdan çaba isteyen, ayrıksı bir dili olan Bener’in kişilerinin gündelik hayatın ikiyüzlülüklerini dışa vuran bilinç akışlarını, Virgül dergisindeki yazısında, Orhan Koçak “iç konferans tekniği” olarak adlandırmıştır.
  •  Öykü: Dost, Yaşamasız, Siyah-Beyaz, Mızıkalı Yürüyüş, Kara Tren, Kapan
  • HALDUN TANER
Haldun Taner: Türk Tiyatrosunun Büyük Ustası | 10layn
HALDUN TANER
  • Öykü ve oyun yazarıdır.
  • Eserlerinde çağının sorunlarını ortaya koymuş, eser kişilerinden hareketle çözümler de sunmuştur.
  • Öykü: Yaşasın Demokrasi, Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu, On ikiye Bir Var, Sancho’nun Sabah Yürüyüşü, Ayışığında Çalışkur, Konçinalar, Yalıda Sabah
Gülten Dayıoğlu zamana yenik düşer mi? – İyi Kitap
GÜLTEN DAYIOĞLU
  • GÜLTEN DAYIOĞLU
  • İlk öykülerinde Anadolu’yu dolaşırken edindiği izlenimleri ve gördüğü olayları anlatır.
  • Zamanla çocuk edebiyatına kaymıştır.
  • Öykülerinde Anadolu kızlarını ve kadınlarını ilgilendiren sorunlar üzerinde durmuştur.
  • Almanya’ya göç konularını da işlemiş, sadece çalışanların değil geride kalanların da hikâyelerini yazmıştır.
  • Öyküleri: Döl (1970, 1965 Yunus Nadi Öykü Ödülü ikincilik),Geride Kalanlar (1975), Geriye Dönenler (1986).
  • MUSTAFA KUTLU
Genç Dergi / Mustafa Kutlu, Bilirsiniz
MUSTAFA KUTLU
  • İslami duyarlılıkla öyküler yazmıştır.
  • Eserlerinde kentleşmeyi ve sosyal değişmeyi irdeleyen, toplumsal sorunlar karşısında hassas bir yazardır.
  • Edebiyat öğretmenliği, dergi yöneticiliği, ansiklopedi yazarlığı, gazetecilik ve televizyon programcılığı da yapmıştır.
  • Öykülerinin yanı sıra deneme ve inceleme çalışmaları da vardır.
  • Öyküleri: Ortadaki Adam, Gönül İşi, Yokuşa Akan Sular, Yoksulluk İçimizde, Ya Tahammül ya Sefer, Bu Böyledir, Hüzün ve Tesadüf, Uzun Hikâye, Tufandan Önce
  • SEVİNÇ ÇOKUM
  • Birçok gazete ve dergide görev almış, yazılar yayımlamıştır.
  • Hikâyelerinde İstanbul’un geleneksel sosyal dokusundan kesitler sunmaya çalışmış, romanlarında da sosyal konulara ve tarihe değinmiştir.
Sevinç Çokum - Biyografya
SEVİNÇ ÇOKUM
  • Fıkra, söyleşi, senaryo, oyun, radyo oyunları gibi türlerde de eser vermiştir.
  •  Manevi değerlere önem veren bir yazardır.
  • Millî ve dinî bir duyarlılıkla özellikle kent yaşamındaki insanların kimlik sorunlarına yaklaşmıştır.
  • Hisar grubunda da yer almıştır.
  • Sevinç Çokum’un ”Bir Eski Sokak Sesi” adlı eseri ilk hikâyelerini oluşturur. Şiirli anlatımın esas olduğu eserde şehrin dar ve eski sokaklarının insanlarını oldukça zengin iç dünyalarıyla anlatır. Rozalya Ana”, Sevinç Çokum’un İstanbul öykülerinden farklı olarak Kırım’dan, Anadolu kent ve köylerinden görüntüler taşıdığı son öykü kitabıdır.
  • Öyküleri:  Eğik Ağaçlar, Bölüşmek, Makine, Derin Yara, Onlardan Kalan, Rozalya Ana, Bir Eski Sokak Sesi, Evlerinin Önü, Beyaz Bir Kıyı, Gece Kuşu Uzun Öter
  • NECATİ TOSUNER
Necati Tosuner Kimdir? Hayatı ve Eserleri | Türk Edebiyatçılar İnternet  Ansiklopedisi
NECATİ TOSUNER
  • Roman ve özellikle hikâye türlerinde eserler vermiştir.
  • Toplumsal gerçekleri, kendi bireysel dünyasının penceresinden ele almaya çalışmıştır.
  • Öyküleri: Özgürlük Masalı, Çıkmazda, Kambur, Sisli, Necati Tosuner Sokağı, Çılgınsı, Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi, Güneş Giderken
Rasim Özdenören'den: Alaeddin Özdenören: 11. ölümsüzlük yıldönümü
RASİM ÖZDENÖREN
  • RASİM ÖZDENÖREN
  • 1970 sonrası Türk hikâyeciliğinin önemli isimlerindendir.
  • Eserlerinde yaşamdaki değişimi ve bu değişimlerin birey ve toplumda oluşturduğu yozlaşmayı, çözülmeyi, dağılmayı anlatmaya çalışmıştır.
  • Hikâyelerinde kendi kültürünü ve değerlerini irdelemiş, dinî değerleri yüceltmiştir.
  •  Dinî değerleri de tasavvufi bir estetikle vermeye çalışmıştır.
  • Öyküleri: Hastalar ve Işıklar, Çözülme, Çok Sesli Bir Ölüm, Çarpılmışlar, Denize Açılan Kapı, Kuyu, Hışırtı, Ansızın Yola Çıkmak
NAZAN BEKİROĞLI
  • NAZAN BEKİROĞLU
  • Türk dili ve edebiyatı alanında akademisyendir.
  • Eserlerinde akademisyenliğinin etkilerini görülür. Roman ve hikâyelerinde kendisine özgü anlatımı vardır.
  • Sanatsal ama anlaşılır bir dil kullanır.
  •  Eski edebiyatın süslü nesir geleneğini,  modern bir anlayış ve anlaşılır bir dille  çağdaş edebiyata taşımıştır.
  •  Üslubu çok önemseyeni, üslupçu bir yazardır. Bu açıdan elit bir kesime hitap ettiği söylenebilir.
  • Eserlerinde   divan edebiyatı konularını ve  motiflerini  şiirsellikle örülü ritmik ve melodik bir dille kullanmıştır.
  • Eserlerinde mistisizm vardır.  Tasavvuf düşüncesini yaşadığımız çağ ile bağdaştırmaya çalışmıştır.
  • Öyküleri: Nun Masalları (Öykü; Dergâh Yayınları, 1997)Cam Irmağı Taş Gemi (Hikâye, Timaş Yayınları, 2006) (TYB 2006 Yılı Hikâye Ödülü)