Kategoriler
10. SINIF 5.ÜNİTE: ROMAN

MİLLİ EDEBİYAT ROMANCILARI

  • ÖMER SEYFETTİN (1884–1920)

* Türk edebiyatının en önemli hikâyecisidir.
* “Yeni Lisan” adlı makalesi Milli Edebiyat’ın ilkelerini oluşturur.
* Sade dil akımının öncüsüdür.
* Anadolu’nun insanın hayat şartlarını hikâyelerini yansıtmıştır. Çocukluk anıları, efsaneleri hikâyelerinde işlemiştir.
* Dilde, fikirde, işte milliyetçilik fikrini yerleştirmiştir.

Romanları: Yalnız Efe (Uzun hikâye olarak da kabul edilir.), Efruz Bey (uzun hikâye olarak da kabul edilir.), Ashab-ı Kehfimiz

  • YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1889–1974)

* Fecr-i Ati‘ nin dağılmasından sonra Milli Edebiyat içinde yer almıştır.

*Edebiyatın her alanında eser vermiştir.Esas ününü romancılık alanında bulmuştur.
* Anadolucu, Atatürkçü bir çizgide kalmıştır.
* Kuvvetli bir gözlem gücü vardır.
* Realist bir çizgide yaşamıştır.
* Çoğunlukla içinde yaşadığı toplumun dertlerini eserlerinde işlemiştir.  *Aydın-halk çatışmasını yansıtmıştır.

* “Toplum için sanat” anlayışına sahiptir.

*Sağlam bir roman tekniği vardır.

*İlk romanlarından itibaren olayların sıkı örgüsüne pek dikkat etmez. Ona göre olaylar, düşünce ve duyguları, toplumun tarihî serüvenini anlatmak için birer araçtır.

*Sade dil ve akıcı üslupla yazmış, kişilerini oldukça canlı bir biçimde oluşturmuştur.

*Romanlarında iç dünyaları zengin, törelere bağlı karamsar kişiler vardır. “Romanda tek amacım, hayatın heyecanını verebilmek ve canlı tipler yaratmaktır.” diyen Yakup Kadri’nin kendine özgü bir kişi ve tip kadrosu vardır. Sanatçı, kahramanlarının iç yüzlerini tam olarak verebilmek için derinlemesine ruh çözümlemeleri yapar.

*Tezli roman yazmış, bu romanları düşünce temeline oturtmuştur.


Roman: Kiralık Konak, Ankara, Nur Baba, Hüküm Gecesi, Sodom ve Gomore, Yaban, Bir Sürgün, Panorama, Hep O Şarkı

  • HALİDE ADİP ADIVAR (1884–1964)

* Edebiyatçılığının yanında bir asker gibi cephe gerisinde mücadele vermiştir.
* Edebiyatın hemen her alanında eser vermiştir.

* İlk romanlarında genellikle tasarlanmış olaylar üzerinde durmuştur. Son romanlarında daha çok, gözlemlediği olayları anlatmıştır. Sanatçı romanlarında anlattığı olaylarla ilgili olarak, “Bazıları işitilen, bazıları göz önünde geçen olaylara dayanabilir.” demektedir. Ona göre romandaki olayların hayatta geçmesi şart değildir.

* Bütün romanlarında canlı ve güçlü kişilere yer vermiştir. En güçlü kişileri ise kendi ruhundan bir şeyler kattığı kadın kahramanlardır. Sanatçı, bu kadın kahramanları romanlarında bir sembol derecesine yükseltir.

* Romanlarında aşk, kadının psikolojisini, doğu-batı çatışmasını, eski-yeni kavgasını işlemiştir.
* Romanlarında kuvvetli bir gözlem vardır.
* Kurtuluş Savaşı eserlerinde çokça yer edinmiştir.
* Dili çok başarılı değildir. Dili yalındır ancak üslubu özensiz, anlatımı savruktur.


ROMAN: Heyula (1908) , Raik’in Annesi (1909) , Seviye Talip (1910), Handan (1912), Yeni Turan (1912) , Son Eseri (1913) ,Mev’ud Hüküm (1918) , Ateşten Gömlek (1923) , Vurun Kahpeye (1923) , Kalp Ağrısı (1924) , Zeyno’nun Oğlu (1928) , Sinekli Bakkal (1936) , Yolpalas Cinayeti (1937) , Tatarcık (1939) , Sonsuz Panayır (1946) , Döner Ayna (1954), Akile Hanım Sokağı (1958) , Kerim Ustanın Oğlu (1958) , Sevda Sokağı Komedyası (1959) , Çaresaz (1961) , Hayat Parçaları (1963)…

  • REŞAT NURİ GÜNTEKİN(1889–1958)

* Anadolu’nun dertlerini, sıkıntılarını, inançlarını eserlerinde işlemiştir.
* Sade ve yapmacıksız bir dil kullanmıştır.
* “Çalıkuşu” romanı en ünlü eseridir.(Aslında bir tiyatro eseri olarak yazılmıştır)
* Müfettişlik yaptığı için Anadolu’yu gezmiş ve onların sıkıntılarını, sevinçlerini edebi eserlerinde sıkça kullanmıştır.

Romanları: Çalıkuşu, Damga, Dudaktan Kalbe, Acımak, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Kızılcık Dalları, Gökyüzü, Eski Hastalık, Ateş Gecesi, Miskinler Tekkesi

  • REFİK HALİT KARAY(1888–1965)

* Halk dilini eserlerinde oldukça başarılı olmuştur.
* Kuvvetli bir gözlemciliği vardır; ancak iç gözlemde başarılı değildir.

*Mizahi görüş yeteneğiyle kitleleri etkilemiştir. “Kirpi” lakabıyla eserler yazmıştır.

*Romanlarının çoğunda aile kavramını, aşk ve kadın konularını işlemiştir.

Romanları: İstanbul’un İç Yüzü, Yezidin Kızı, Çete, Sürgün, Nilgün, Bugünün Saraylısı, Bu Bizim Hayat, Kadınlar Tekkesi, Karlı Dağdaki Ateş

  • AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU (1870-1927)

* Edebiyata Servet-i Fünûn döneminde başlamış,  Milli Edebiyat ile devam etmiştir. 

*Milli edebiyat döneminde sade Türkçe ile yazmıştır.

* Türkçülük düşüncesini benimsemiş ve bu yönde eserler vermiştir.

*”Toplum için sanat” anlayışını benimsemiştir.

* Gönül Hanım adlı bir romanı vardır.

  • AKA GÜNDÜZ  (1885-1958):

*Sade ve akıcı bir dille yazdığı, realist realist çizgideki romanlarıyla tanınır.

*Romanlarında memleket manzaralarını başarılı bir biçimde yansıtmıştır.

*Döneminin popüler yazarlarındandır.

*Teknik bakımdan ustalığa ulaşamamıştır.

*Milliyetçi çizgide eserler vermiştir.

Romanları:  Dikmen Yıldızı, İki Süngü Arasında, Bir Şoförün Gizli Defteri, Tank-Tango , Üvey Ana…

Kategoriler
11. SINIF 2. ÜNİTE: HİKAYE

MİLLİ VE DİNİ DUYARLILIĞI YANSITAN HİKAYELER

• Milli Edebiyat Akım’ının devamı gibi algılanabilecek bu eserlerde Anadolu, savaş yılları, geleneksel değerler, milli motifler, ahlaki hassasiyetler milli kültür ve tarihi bilinci ön plandadır.

• Geçmişimizdeki kültürel zenginlikler, kahramanlıklar, dini hassasiyetler, İstanbul’un geleneksel sosyal dokusundan kesitler işlenmiştir.

• Milli kaynaklardan, Türk mitolojisinden, destanlardan etkilenerek idealize edilmiş karakterlere yer verilmiştir.

• Maupassant tarzı (olay hikâyesi) yazılmıştır, merak unsuru ön plandadır.

• Olay hikâyesinin planına (serim-düğüm-çözüm) uyulmuştur.

 • Eserlerde sade, yalın, sıcak ve şiirsel bir üslup kullanılmıştır.

• Din duygusunun ön plana çıkarıldığı eserlerde dini yaşama ait unsurlar, iç huzur, İslamiyet’in birey üzerindeki olumlu etkileri anlatılmıştır.

• Hikâyelerde gerçekçi betimlemelere yer verilmiştir.

• Hikâyelerde yazarlar bir ana fikri savunmuş, bu ana fikri kahramanlar üzerinden vermeye çalışmışlardır.

• Hüseyin Nihal Atsız, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Sevinç Çokum . Emine Işınsu, Halide Nusret Zorlutuna ve Şukufe Nihal Başar millî  duyarlılıkları yansıtan hikâyeler yazmışlardır.

AKA GÜNDÜZ

  • Popüler yazarlardandır.
AKA GÜNDÜZ
  • Romanlarının konuları gerçek hayattan alır ve kahramanları kendi çevresindendir.
  • Onun için iyiler en iyi, kötüler en kötüdür.
  • Yapıtlarında, mekân İstanbul ve Anadolu’dur.
  • Milli Mücadele-Kurtuluş Savaşı, Atatürk, Cumhuriyet romanlarında işlenen konulardandır.
NECATİ SEPETÇİOĞLU

Öykü: Türk Kalbi, Kurbağacık, Hayattan Hikâyeler, Bu Toprağın Kızları

 Mustafa Necati Sepetçioğlu Malazgirt zaferinden (1071) başlanarak Osmanlı’nın fetret devri ve İstanbul’un fethine kadar Türk tarihini konu alırken, diğer romanlarında günümüz Türkiye’sinde yaşanan toplumsal değişim ve sonuçları işlemiştir.

SEVİNÇ ÇOKUM

 Sevinç Çokum’un ”Bir Eski Sokak Sesi” adlı eseri ilk hikâyelerini oluşturur. Şiirli anlatımın esas olduğu eserde şehrin dar ve eski sokaklarının insanlarını oldukça zengin iç dünyalarıyla anlatır. Rozalya Ana”, Sevinç Çokum’un İstanbul öykülerinden farklı olarak Kırım’dan, Anadolu kent ve köylerinden görüntüler taşıdığı son öykü kitabıdır.

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ

Hüseyin Nihal Atsız; Türkçülük hareketinin önde gelen temsilcilerindendir. Tarihi romanlar yazmıştır. Coşkun bir anlatımı, zengin bir hayal gücü vardır. Eserlerinde geçmişimizdeki kültürel zenginlikleri, kahramanlıkları başarılı bir şekilde anlatmıştır. Düşüncelerini çıkarmış olduğu Atsız Mecmua, Orhun, Orkun, Ötüken dergilerinde yayımlamıştır.

Dini duyarlılıkla eser veren yazarlar, Türk toplumuna uzun yıllar halı altına süpürdüğü sorunları yansıtmışlar; şehirleşmenin, modern yaşamın yozlaştırdığı kültürü, yok olan manevi değerleri vurgulamışlar; bunlara karşı manevi değerlere, İslami inançlara sahip çıkan bir toplum önermişlerdir.

Saltanat ve hilafetin kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması, harf devrimi, kılık kıyafeti düzenleyen yeni yasaların çıkarılması dini hassasiyeti olan bazı kesimlerde tepkiyle karşılanmıştır. Cumhuriyetle birlikte yaşanan bu sosyal değişime tepki gösteren İslami duyarlılığa sahip yazarlar iki yol izlemişlerdir.

Birincisi doğrudan doğruya Cumhuriyet ideolojisinin Müslüman kesim üzerinde yol açtığı kimi travmalara karşı muhalif bir tutum takınmak; ikincisi de daha çok insanları içki, kumar, kılık kıyafet, gayri İslami yaşayış tarzından, zararlı saydıkları ideolojilerden kurtararak bir çeşit hidayete erdirme diye tanımlanan kurgu işinde eser vermek olmuştur.

Bu yazarlardan bazıları kıssadan hisse vermek, ibret sahnesi göstermek endişesi ön plana çıkarmadan eser vermişlerdir. Hekimoğlu İsmail’in “Minyeli Abdullah’ı” Şule Yüksel Şenler’in “Huzur Sokağı”bunların başında gelir.

Semiha Ayverdi, Mustafa Kutlu, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Şule Yüksel Şenler, Ahmet Günbay Yıldız; Hekimoğlu İsmail, Nazan Bekiroğlu dini duyarlılıkla eser veren sanatçılardır.