Kategoriler
11. SINIF 6. ÜNİTE: ROMAN

CUMHURİYET DÖNEMİ 1950-1980 ARASI MODERNİZMİ ESAS ALAN ROMANLAR

 Modernizm; bilimsel, siyasal, kültürel gelişmelerle ve sanayi devrimiyle birlikte hareketlenen büyük toplumsal değişime eşlik eden zihniyetin tamamı için kullanılabilen bir terimdir. 

Sanat, mimari ve edebiyat alanında on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren adından söz ettirmeye başlayan akım, yirminci yüzyılın birinci yarısında etkili olmuştur. 

Latincede “şimdi”yi ifade eden modernus kelimesinden türeyen modernizm ilk planda geçmişe karşı şimdiki zamanın yüceltilmesini ifade etmektedir.

  • Temelde dayandığı fikir, geleneksel sanatlar, edebiyat, toplumsal kuruluşlar ve günlük yaşamın artık zamanını doldurduğu ve bu yüzden bunların bir kenara bırakılıp yeni bir kültür icat edilmesi gerektiğidir. 
  • Modernizmde geleneksel olanı günün anlayışına uydurma, geleneksel yapıyı ve anlatımı reddederek yeniyi ortaya çıkarma anlayışı vardır. 
  • Modernist eserlerde toplumdaki değer çatışmaları, bireyin bunalımları, karmaşık ruh hali, kurallara ve toplum düzenine isyan, şiire özgü söyleyişlerden de yararlanarak, çağrışımlara açık bir biçimde sembollerle anlatılır. 
  • Yaşamın zor, anlaşılmaz ve karmaşık oluşu savunulur. İnsan, karmaşık bir varlık olarak sunulur.
  • Bireysellik ve bireyin kozmik yalnızlığı anlatılır.
  • Modernizm, gerçeğin dış dünyada değil insanın iç dünyasında olduğuna inanır. Bu nedenle psikolojik olana, bireyin ruhuna, bilinçaltına yönelir.
  • Eserlerdeki kişiler genelde huzursuz, yalnız, iç dünyasına kapalı, yaşamla mücadele eden geleneğe karşı çıkan tiplerdir.
  • Modernizme göre varlıklar, nesneler, durumlar aslında göründükleri gibi değildirler.
  • Modernizmi esas alan eserlerle bireyin iç dünyasını esas alan eserler arasında insan psikolojisine yaklaşım bakımından yakınlıklar vardır.
  • Modernizmi esas alan eserler, varoluşçuluk akımından etkilenmiştir. Varoluşçuluğa göre, dünyadaki diğer varlıklardan farklı olarak, önce var olan sonra ne olduğu belirlenen birey kendi özünü arar, kendisi olmaya çabalar, bu bakımdan birey yaşadığı toplumla da çatışma içindedir. 
  • Yapı unsurlarının önemi yoktur. Geleneksel roman yapısı önemini yitirmiştir. Olay örgüsü insana özgü gerçekliği ve estetik kaygıyı yansıtmalıdır.
  • Eserlerde kahramanlar yaşanan olaylara alaycı bir tutumla yaklaşırlar.
  • Dil ve anlatımda geleneksel tekniklerin dışında arayışlara gidilir, alegorik anlatıma önem verilir. 
  • Simgelere, mitolojiye ve mistisizme yönelinmiştir.
  • Yazarlar insanı çevreleyen toplumsal dünyayı yalın bir biçimde anlatmaktan kaçınırlar. 
  • Modernist eserlerde esas olan, olayın birey üzerindeki etkisini anlatmaktır. 
  • Anlatıcı “ben”i ön plana çıkarır.
  • Çoğunlukla iç çözümleme, iç monolog, bilinç akışı, geriye dönüş teknikleri kullanılır.
  • Somut gerçeklik yerine soyut gerçeklik önem kazanmıştır.

Bu anlayışı benimseyen sanatçılar:

·         Oğuz Atay

·         Oktay Akbal

·         Adalet Ağaoğlu.

·         Yusuf Atılgan,

·         Vüsat O. Bener,

·         Bilge Karasu,

·         Nezihe Meriç,

·         Ferit Edgü,

·         Mehmet Eroğlu

 1. YUSUF ATILGAN (1921 -1989)

*Modernizmin insan ruhunda açtığı yaraları, bireyin yalnızlığı ve psikolojik yabancılaşmayı gözlemlerinden yararlanarak anlatmıştır.

*Kendini arayan, sorgulayan, tutunamayan bireyleri, aşk, yabancılaşma, yalnızlık ve kaçış temalarını özenli bir dille işlemiştir.

*Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlı romanlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak tanınmıştır.

*”Aylak Adam” romanındaki “C”, “Anayurt Oteli”ndeki “Zebercet” gibi unutulmaz karakterler yaratmıştır.

Roman: Aylak Adam, Anayurt Oteli, Canistan 

 2. OĞUZ ATAY (1934· 1977)

*Oğuz Atay, hem söyledikleriyle hem de söyleyiş biçimlerindeki yeniliklerle modern edebiyatın öncü isimlerinden olmuştur. Ayrıca kendisi postmodernizmin öncüsü, Tutunamayanlar ise “postmodern romanın ilk örneği” olarak kabul edilebilir.

*Toplum kurallarıyla çatışma içinde olan aydınların iç dünyalarını mizahın gücünden, modern ve postmodern anlatım tekniklerinden ustaca yararlanarak anlatmıştır.

* Eserlerinde batılılaşma sürecindeki bireylerin yaşamlarını, toplumdan kopuşlarını  ve özellikle iç çelişkilerini,kent yaşamının karmaşası içinde yabancılaşan aydının dramını ele almıştır.

*1970 yılında TRT’nin açtığı bir yarışmada “Tutunamayanlar” adlı romanı başarı ödülü almıştır.

*“Bir Bilim Adamının Romanı”, yazarın kendi hocası olan Mutafa İnan’ın hayatını anlattığı biyografik bir romandır.

 Roman: Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı, Eylembilim

3. SAİT FAİK ABASIYANIK (1906 – 1954)

*Çağdaş öykücülüğün öncülerindendir.

* Hikâyelerinde “konu” ve “olay”dan çok “zaman”dan ve “insan yaşamı”ndan kesitler öne çıkar. Türk edebiyatında Çehov tarzı hikâyenin en önemli temsilcisidir.

*İstanbul, deniz, balık, yoksulluk, avare insanlar, doğa yaşama bağlılığın göstergesi olarak öykülerinde sıkça yer bulur.

*Sade bir Türkçeyle yazmıştır.

 Roman: Medar-ı Maişet Motoru (Sonraki baskıda adı “Birtakım İnsanlar”), Kayıp Aranıyor

4. BİLGE KARASU (1930 – 1995)

*Anlattığıyla, anlatımıyla özgün bir imzadır.

* Resimden, müzikten felsefeye, sinemaya uzanan geniş bir ilgi yelpazesi içinde bireyin sorunlarını sevgi, dostluk, yalnızlık odağında ele almıştır.

*Ben merkezli hikâyeler türünün edebiyatımızdaki en önemli isimlerindendir.

*Felsefeci kimliği de olan sanatçı; soyutlama, çağrışımlar ve simgelerle dolu metinler yazarken mitolojiye, masallara, tarihsel dönemlere ve efsanelere fazlasıyla yer vermiştir.

*”Gece” romanı, on yılda bir verilen “Pegasus Ödülü”nü kazanan ilk Türk yazar olmuştur.

Romanları: Gece, Kılavuz

5.ADALET AĞAOĞLU

*Varoluşçuluktan etkilenmiş, eleştirel gerçekliği benimsemiş, modern Türk romanının önemli ismidir.

*Çoğunlukla aydınların problemlerini ve ilişkilerini işlediği romanlarında egemen ideolojinin bunalttığı küçük burjuva kökenli insanların açmazları üzerinde durmuştur.

*Korku, ölüm, erkek-kadın ilişkileri, aşk, yaşlılık, gençlik, başkaldırı, özgürlük gibi evrensel temaları güncel kaygılarla işlemiştir.

Romanları:  Dar Zamanlar Üçlemesi (Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi, Hayır), Fikrimin İnce Gülü, Romantik Bir Viyana Yazı, Ruh Üşümesi, Yazsonu, Üç Beş Kişi, Dert Dineleme Uzmanı

6. NEZİHE MERİÇ (1925 – 2009)

*Toplum içinde bile kendi iç yalnızlığını sürdüren genç kız ve kadınları başarıyla anlatmıştır.

*Kadınların iç dünyalarını, çeşitli sorunlarını ve varoluşçuluğun etkisiyle yalnızlık temasını şiirsel bir dille işlemiştir.

*Çehov tarzı hikâyeye uygun eserler vermiştir.

Romanları: Korsan Çıkmazı, Alacaceren, Boşlukta Mavi

7. VÜS’AT ORHAN BENER (1922 – 2005)

*Vüs’at O. Bener, eserleri içinde daha çok özyaşamöyküsel nitelik taşıyan öyküleriyle bilinir.

* Bener, ham gerçekliği edebi bir temele oturtarak ele aldı. Gündelik olaylarla, bilinçaltında birikmiş yaşam parçalarını birleştirdi.

*Sürekli yeni anlatım biçimleri arayan yazar, bu yönüyle zaman zaman şematizme düşmekle, dış gerçekleri yanlış yerlere koymakla, hatta bozmakla eleştirildi.

*Bener’in eserlerinde ölüm teması önemli bir yer tutar. Bunda yazarın genç yaşta doğum sırasında kaybettiği ilk eşi ve doğumdan sonra yaşatılamayan çocuğunun da etkisi vardır.

*Okurdan çaba isteyen, ayrıksı bir dili olan Bener’in kişilerinin gündelik hayatın ikiyüzlülüklerini dışa vuran bilinç akışlarını, Virgül dergisindeki yazısında, Orhan Koçak “iç konferans tekniği” olarak adlandırmıştır.

Roman: Buzul Çağının Virüsü, Bay Muannit Sahtegi’nin Notları

Kategoriler
11. SINIF 6. ÜNİTE: ROMAN

CUMHURİYET EDEBİYATI 1950- 1980 ARASI BİREYİN İÇ DÜNYASINI ESAS ALAN ROMANLAR

II. Dünya Savaşı yılları ve sonrasında ideolojilerden ve savaşlardan bunalan insanın, büyük bir hayal kırıklığıyla kendi iç dünyasına çekilmesiyle başlamıştır. Cumhuriyet Dönemi edebiyatında bazı sanatçılar da bireyin iç dünyasını (psikolojisini, ruhsal durumunu) anlatmayı amaçlamış bu doğrultuda önemli eserler vermişlerdir. Bu yazarlar insan gerçekliğini farklı bir bakışla anlatmak, modern hayatın insan üzerindeki etkilerini tespit etmek için psikoloji, psikoanalitik (psikoanaliz) gibi bilimlerden ve dolayısıyla Freud’un görüşlerinden faydalanmışlardır. 

Yazarlar, bireyin iç dünyasını anlatmak için, düş analizi (bireyin gördüğü rüyayı içerik olarak çözümlemek) ve bilinç akışı (insanın zihninden geçirdiklerini, çağrışımları, sınır koymadan, doğrudan peş peşe anlatmak) yollarından yararlanmışlardır. 

Bireyin iç dünyasını esas alan eserlerde; bunalım, yabancılaşma, bireyin toplumla hesaplaşması, yalnızlık, sıkıntı, bilinçaltı, bireysel sorgulamalar, evrenin düzeni gibi konular ele alınır. 

Özetle:

1. Psikolojik roman anlayışı benimsenir.

2.Bireyin psikolojisini yansıtma amaçlanır.

3 .Bu yazarlar, insan gerçekliğini farklı yönlerden anlatma gayreti içine girmişler; olaylardan ve insanlardan hareketle bireyin psikolojisini aktarmaya çalışmışlardır.

4. Bu yüzden olay örgüsünü önemsememişler, merak unsurunu ikinci plana atmışlar ve tamamen insanın iç dünyasını ve içsel çatışmalarını gerçekçi tasvirlerle ortaya koymaya çalışmışlardır.

5. Bu yazarlar, insanın topluma yabancılaşmasının nedenlerini sosyo-ekonomik unsurlarda değil bireyin iç dünyasında aramışlardır.

6. Birey kavramından yola çıkarak bireysel çözümlemeler yapmışlardır.

7. Bireyin bunalım, sıkıntı, yabancılaşma ve yalnızlıklarını ele almışlardır. Toplumla hesaplaşma, kendini sorgulama, bilinçaltı, kozmik alem gibi konulara da değinmişlerdir.

8. Psikoloji ve psikiyatriden faydalanmışlar; çağrışımlara açık, sanatlı bir dille ruh tahlillerine/çözümlemelerine yer vermişlerdir.

9.Geleneksel anlatım teknikleri yerine iç konuşma, bilinç akışı gibi yeni tekniklere yer verilmiştir.

10. Sanat için sanat ilkesi hâkimdir.

11. Genelde açık bir dil kullanılmıştır. Ancak seçici, mükemmeliyetçi bir anlayış benimsenmiştir.

12. Olay,zaman ve mekan; insan psikolojisini açıklamada bir araç olarak görülmüştür.

13. Daha çok sürrealizm akımının etkisinde kalındığı söylenebilir.  

Bu anlayışı benimseyen sanatçılar:

§ Peyami Safa

§ Ahmet Hamdi Tanpınar

§ Tarık Buğra

§ Samiha Ayverdi

§ Mustafa Kutlu

§ Halikarnas Balıkçısı

§ Abdulhak Şinasi Hisar

§ Sabahattin Kudret

1. PEYAMİ SAFA (1889 – 1961) 

*Psikolojik roman türünün usta ismidir.  Maddecilik karşısında ruhçuluğu benimsemiştir.

* Roman tekniği oldukça gelişmiştir. 

*Eserlerinde hasta bedenleri ve ruhları, maddi-manevi acıları, ahlak bunalımlarını, birey- tolum çatışmalarını, yalnızlık duygularını, vicdan azaplarını işlemiştir.

* Batılı olamayan ama Doğulu da kalamamış Türk toplumunu konu edinmiştir; bu konu Fatih – Harbiye romanında daha da öne çıkar. 

*Dokuzuncu Hariciye Koğuşu hasta bir gencin psikolojisini anlattığı, yazarın otobiyografik romanıdır. 

* Olaylardan çok psikolojik tahlillere önem vermiştir.

* Ekonomik nedenlerle Server Bedii takma adıyla Cingöz Recai adlı polisiye romanlar yazmıştır.

*Herkesin anlayabileceği bir dille edebi eser yazma düşüncesine karşı çıkarak edebi dille roman yazmayı savunmuştur.

Roman: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, Bir Tereddüdün Romanı, Sözde Kızlar, Fatih-Harbiye, Yalnızız, Mahşer, Şimşek, Cumbadan Rumbaya, Canan 

 2. TARIK BUĞRA (1918 – 1994) 

*Öykü, roman, deneme ve tiyatrolarıyla tanınır.  

*Eşya ve olayların iç yüzüne yönelmiş, konuları tarihten ve günlük yaşamdan seçmiştir. 

*Psikolojik ögelere yer vermiştir. 

*Maupassant tarzı hikâyeye uygun hikâyeler yazmıştır.

*Kurtuluş Savaşı yıllarını anlattığı Küçük Ağa ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu anlattığı “Osmancık” romanlarıyla tanınır. 

*Şiirsel, canlı, yoğun bir dil kullanmıştır.

 Roman: Küçük Ağa, Küçük Ağa Ankara’da, Osmancık, Firavun İmanı, İbişin Rüyası, Yağmuru Beklerken, Dönemeçte, Gençliğim Eyvah, Yalnızlar…

 3  SELİM İLERİ (1949 – )

*On dokuz yaşındayken yayımlanan “Cumartesi Yalnızlığı” adlı ilk öykü kitabıyla dikkatleri çekmiştir. 

*Bireyin zengin iç dünyasını yansıtmaya öncelik veren öyküler yazmıştır.

* Eserlerinde modernist ögelere yer vermiştir. İç konuşma, hayali çevreler, zaman oyunları, gel gitler, bilinç akışı gibi teknikler kullanmıştır.

*Romanlarında bireyler arasındaki iletişimsizliği, yakın tarihte yaşamış bazı tanınmış kişilerin yaşamlarını vb. işlemiştir. 

Roman: Destan Gönüller, Her Gece Bodrum, Cehennem Kraliçesi, Ölüm İlişkileri, Bir Akşam Alacası, Yalancı Şafak, Saz Caz Düğün Varyete, Yaşarken ve Ölürken, Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın, Kırık Deniz Kabukları, Yarın Yapayalnız…

4. SAMİHA AYVERDİ

*Eserlerinde en çok İstanbul sevgisi, Osmanlı hayatı, Batılılaşma, din ve tasavvuf gibi temaları işlemiştir.

Romanları:Aşk Budur, İbrahim Efendi Konağı, Batmayan Gün, Ateş Ağacı, İnsan ve Şeytan, …

5. ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR

*Eserlerinde çevresinden, anılarından beslenmiş; geçmişe özlem ve Doğu-Batı çatışması temasını işlemiştir.

*Kendine özgü bir teknik; uzun cümleli, süslü, sanatlı ve şiirsel bir dil kullanmıştır.

*Romanlarında genellikle İstanbul’dan, özellikle de İstanbul’un geçmişinden, Boğaziçi’nden, Boğaziçi yalı ve köşklerinden, eğlencelerinden söz etmiştir.

Romanları:  Fahim Bey ve Biz, Çamlıca’daki Eniştemiz, Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği

6. AHMET HAMDİ TANPINAR

*Eserlerinde insan, doğa ve evren motiflerini; rüya, zaman ve bilinçaltı kavramlarını; geçmişe özlem, mimari ve musiki temalarını sıkça kullanmıştır.

*Türk edebiyatının en üslupçu yazar ve şairlerinden biri olarak kabul edilir.

* Şiirdeki sembolist anlatım tarzını zaman zaman romanlarına da yansıtmıştır.

*Romanlarında Doğu-Batı çatışmasına, psikolojik tahlillere önemle eğilmiştir.

Romanları: Huzur, Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Aydaki Kadın

Kategoriler
11. SINIF 6. ÜNİTE: ROMAN

CUMHURİYET DÖNEMİ 1950-1980 ARASI TOPLUMCU- GERÇEKÇİ ROMAN

Tanzimat döneminde Nabizade Nazım’ın Karabibik kitabıyla başlayan köye yönelmenin ilk başarılı örnekleri Ebubekir Hazım Tepeyran’ın “Küçük Paşa” ve Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı yapıtlarıyla Milli Edebiyat döneminde verilmiştir.

1950’li yıllarda Köy Enstitülü yazarların çabalarıyla köy olgusu romanlarda daha farklı bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştır. Köy Enstitülerinde yetişen köy kökenli yazarlar konularını daha çok toprağa bağlı insanların hayatlarından alan eserler yazmışlardır. Anadolu köy ve kasabalarına yönelmişlerdir.

Mahmut Makal’ın 1950’de köy notlarını içeren “Bizim Köy” adlı kitabının yayımlanmasıyla, Fakir Baykurt ve Talip Apaydın gibi yazarların eserleriyle köye ve köy hayatına ilgi daha da artmıştır. 

1960’lardan itibaren Fakir Baykurt, Kemal Bilbaşar, Yaşar Kemal gibi yazarlar köy – kasaba konularını işlemeyi sürdürürken Sabahattin Ali, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin gibi yazarlar bir süre sonra kent insanının ve büyük kentin sorunlarını da ele alan konulara yönelmişlerdir.

Toplumcu Gerçekçi Romanın Genel Özellikleri

1. Türk edebiyatında toplumcu gerçekçilik, 1930’lardan 1980’lere kadar özellikle roman alanında varlığını güçlü bir biçimde sürdürmüştür.

2.Toplumcu gerçekçiler eserlerinde büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler ve sosyalizm üzerinde durmuştur.

3.Bu eserlerde siyasi ideolojiler ön plana çıkar. Yazar, okuyucuyu kendi düşünceleri doğrultusunda yönlendirmek ister.

4.Marksist ve sosyalist düşünce etkilidir.

5. Roman, düşünceleri aktarmak için bir araç olarak görülür. Yani, sanat toplum içindir, anlayışı benimsenir.

6. Roman ve hikâyelerde çok sağlam bir kurgu görülmez.

7. Dil sade halk dilidir. Konuşma dili esas alınır. Yerel/yöresel ifadeler yer alır.

8.Kahramanlar genellikle sıradan kişilerdir. Özellikle ezilmiş Anadolu insanı ve büyük şehirlerde yaşayan küçük insanlardır.

9.Anadolu coğrafyası ve insanı, toplumdaki düzensizlikler, çatışmalar, köy gibi küçük yerleşim yerlerinin sorunları ağa-köylü, öğretmen-imam, zengin-fakir, halk-yönetici, güçlü-güçsüz, aydın-cahil ve büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler gibi konular üzerinde yoğunlaşmışlar.

10.Toplumda yaşanan bu unsurların adaletsizlikleri sorgulanır.

11.Gözlem çok önemlidir.

12. Realizm ve natüralizmin etkileri görülür.

Bu anlayışı benimseyen sanatçılar:

·         Kemal Bilbaşar,

·         Orhan Kemal,

·         Kemal Tahir,

·         Yaşar Kemal,

·         Sabahattin Ali,

·         Sadri Ertem,

·         Samim Kocagöz,

·         Fakir Baykurt,

·         Aziz Nesin,

·         Rıfat Ilgaz.

·         Abbas Sayar

·         Aziz Nesin

·         Talip Apaydın

TOPLUMCU GERÇEKÇİ ANLAYIŞLA ROMAN YAZAN YAZARLAR

 1. SADRİ ERTEM (1900 – 1943)

 * 1930’lu yıllarda, konularını köylünün, işçinin, orta sınıfın sıkıntılarından alan romanlar yazmıştır.

 *Sanatsal üsluba karakter ve duygu tahlillerine önem vermemiştir. Yani estetiği düşünmemiş; sadece ekonomik, sosyolojik, sınıfsal gerçekleri anlatmaya çalışmıştır.

Roman: Çıkrıklar Durunca, Bir Varmış Bir Yokmuş, Düşkünler, Yol Arkadaşları

 2. SABAHATTİN ALİ (1907 – 1948)

*Toplumcu gerçekçi bir sanatçıdır. 1950’den sonra yetişen yazarlara öncülük eden önemli yazarlardandır.

*Şiirler, hikâyeler, romanlar yazmış, çeviriler yapmıştır. Sabahattin Ali, 1930’lu yıllarda öyküye gerçekçi ve yeni bir soluk getirmiştir.

*İnsanın zavallılığını ve gücünü aynı sarsılmaz üslupla, zaman zaman masalsı ve destansı bir biçimde yansıtmayı başarmıştır.

* Romanlarında insanın ruhuna ayna tutmuş ve gerçeğe bu aynadan bakmış, okurların gerçekliği daha derinden algılamasını sağlamıştır.

*Markopaşa adlı mizahi dergiyi çıkaranlar arasında (Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la birlikte) yer almış, bu dergide başyazılar yayımlamıştır.

Roman: Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna

 3. KEMAL TAHİR (1910 -1973)

*Toplumcu gerçekçi bir romancıdır.

*Hapishane yaşamını, Kurtuluş Savaşı’nı, tarihi, köy yaşamını ve eşkıya hikâyelerini konu edindiği romanlarıyla tanınmıştır.

*Tasvire önem veren yazarın eserlerinde anlaşılır bir dili ve yalın bir anlatımı vardır.

*Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu anlattığı, Osmanlı toplumunun gelişim sürecinin Batı’dan farklı olduğunu ileri sürdüğü tezli romanı “Devlet Ana” (1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü) romanıyla ve Kurtuluş Savaşı yıllarını konu edindiği “Yorgun Savaşçı” (1968 Yunus Nadi Roman Ödülü) romanlarıyla tanınmıştır. “Yol Ayrımı” romanında da Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki çok partili hayata geçiş denemesini anlatmıştır. Bu romanları aynı zamanda tarihi roman türündedir.

*Ekonomik kaygıyla polisiye roman türünün önemli eseri olan Mayk Hammer’ın yerli versiyonlarını yazmıştır.

* “Körduman, Bedri Eser, Samim Aşkın, F.M. İkinci, Nurettin  Demir, Ali Gıcırlı” takma adlarını kullanmıştır.

*Anlatımı daha etkili kılmak, görüşlerini desteklemek gibi nedenlerle eserlerinde kimi yazar ve şairlere yer vermiştir.

 Roman: Devlet Ana, Yorgun Savaşçı, Esir Şehrin İnsanları, Rahmet Yolları Kesti, Esir Şehrin Mahpusu, Bozkırdaki Çekirdek, Kurt Kanunu, Yol Ayrımı

 4. AZİZ NESİN (1916 -1995)

*Toplumcu gerçekçi bir yazardır.

*Toplumsal olayları karikatürize ederek işlemiştir.

*Eserleriyle toplumu bilinçlendirmeyi ve eksiklikleri gidermeyi amaçlamıştır.

*Eserlerinde genellikle toplum ve birey yaşamını uyumsuz duruma düşüren olayları, yöneticileri, sömürücüleri, çıkarcıları, vurguncuları, kendini bilmezleri, cahilleri…ele almıştır.

*Yalın bir dil kullanmıştır.

*Tipleri, herkesin günlük yaşamda rastlayabileceği insanlardan seçmiş; bunları yerel ağızlarıyla konuşturmuştur.

*”Markopaşa” adlı mizahi hiciv dergisini çıkaranlar arasındadır.

* Dünyaca tanınmış mizahi öykü yazarıdır.

 Roman: Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Zübük, Gol Kralı Sait Hopsait, Şimdiki Çocuklar Harika, Tatlı Betüş, Erkek Sabahat, Tek Yol, Saçkıran Kadın Olan Erkek

 5. ORHAN KEMAL (1914 -1973)

*Gerçek adı “Mehmet Raşit Öğütçü” olan yazar daha çok öyküleriyle tanınır.

*İlk öykülerini “Orhan Raşit, Bacaksız Orhan” gibi takma adlarla yayımlamıştır.

* Öykü ve roman kişilerini, günlük konuşma diliyle ve yerel sözcüklerle konuşturmadaki ustalığı dikkat çekmiştir.

*Eserlerinde kişilerin ruhsal durumlarını, uzun anlatımlar yerine, konuşmalarla vermiştir.

* Çukurova’nın sanayileşmesini ve işçi sorunlarını, kırsal yöre insanının töresel sıkıntılarını, tarımın makineleşmesi ve ırgatların sıkıntılarını, ekmek kavgası veren küçük çocukları mahpusları, bekçileri gardiyanları… konu edinmiştir.

* Yalın ve sürükleyici bir dil kullanmıştır.

*Birçok eseri beyaz perdeye aktarılmıştır.

Roman: Baba Evi, Murtaza, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerinde, Hanımın Çiftliği, Avare Yıllar, Gurbet Kuşları, Suçlu, Devlet Kuşu, Eskici ve Oğulları, Kanlı Topraklar, Tersine Dünya

6. YAŞAR KEMAL (1923 -2015 )

*Asıl adı Kemal Sadık Göğçeli’dir.

*Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan, Anadolu insanının ekonomik ve toplumsal sorunlarını dile getirdiği röportajları ile tanınmaya başlanmıştır.

*Türkiye’de tarımdan sanayileşmeye geçiş evresi olarak nitelenebilecek 1950’li yıllarda, Çukurova’nın geniş biçimde makineleşmeye açılması ve verimli topraklar üzerindeki ağalar arası rant savaşının kızışması, bunun yoksul Çukurova köylüsü üzerindeki sonuçları Yaşar Kemal’in romanlarının ilk evresinin ana temasını oluşturmuştur.

*1953-54’te Cumhuriyet’te tefrika edilen ilk romanı “İnce Memed” büyük ilgi uyandırmıştır.  Ağa baskısı karşısında dağa çıkan eşkıya “İnce Memed”le yazar, bir destan kahramanını anlatırken aynı zamanda toplumsal yapıdaki aksaklıkların da eleştirisini yapar.

*”Teneke”, Çukurova yöresindeki çeltik ağalarına karşı mücadele eden ve köylünün yanında yer alan genç ve idealist bir kaymakamın trajik öyküsünü işler, “aydının mücadele gücü”nü dile getirir. Daha sonra bu romanı iki perdelik oyun biçiminde sahneye uyarlamıştır.

*Halk öykücülüğünden yola çıkarak, sözlü gelenekte yaşayan Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik öykülerini “Üç Anadolu Efsanesi” adıyla yeniden kaleme almıştır.

*Yaşar Kemal 70’li yılların ortalarından itibaren , “Al Gözüm Seyreyle Salih”, “Kuşlar da Gitti” ve “Deniz Küstü” romanlarında ilk kez Çukurova dışına çıkarak kenti ve deniz insanını konu edinmiştir.

*Anadolu insanının sözlü anlatım geleneğinin ürünleri olan destanlardan, ağıtlardan, halk öykülerinden, masallardan, türkülerden ve çağdaş roman tekniklerinden yararlanmıştır.

*Kurduğu imge ve mit dünyası, benzetmeler, betimlemeler, doğanın tüm yönleriyle anlatımı, kullandığı dil, yerel sözcükler ve deyimler, atasözleri, yakarışlar, sövgüler onun anlatımını canlı ve etkileyici kılmıştır. 

*Şiirsel üslubu ve olağanüstü düş gücüyle, modern romanla epik anlatım biçimlerini başarıyla bağdaştırması onu özgün ve güçlü kılmıştır. 

*Eserlerinde kullandığı bölgesel sözler ve deyimlerle ilgili Ali Püsküllüoğlu tarafından Yaşar Kemal Sözlüğü adlı bir kitap yayımlanmıştır. 

Roman: İnce Memed, Teneke, “Dağın Öteki Yüzü” üçlemesi (“Orta Direk”, “Yer Demir Gök Bakır”, “Ölmez Otu”), “Akçasazın Ağaları” dizisi (“Demirciler Çarşısı Cinayeti”, “Yusufçuk Yusuf”), “Hüyükteki Nar Ağacı”, “Kimsecik” üçlemesi (“Yağmurcuk Kuşu”, “Kale Kapısı”, “Kanın Sesi”), Ağrıdağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırcalı Efe, Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Al Gözüm Seyreyle Salih, Kuşlar da Gitti, Deniz Küstü, “Bir Ada Hikâyesi” üçlemesi (“Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana”, Karıncanın Su içtiği”, “Tanyeri Horozları”)

 7. NECATİ CUMALI (1921 – 2001) 

*Şiir, hikâye, roman ve tiyatro türlerinde eserler vermiştir. 

* Gözlemlerinden yola çıkarak toplumsal sorunları ele almıştır. 

*Ege bölgesinin kırsal insanının yaşantısını anlatmıştır. 

*Özellikle tütün işçilerinin sorunlarını, köylünün doğa ile mücadelesini, kadın-erkek ilişkilerini, kasaba insanı ve kadın gerçeğini işlemiştir.

*Şiirsel dili ve ayrıntıları ustaca kullanması kolayca okunmasını sağlamıştır.

*Sinemaya da uyarlanmış olan “Susuz Yaz” adlı eserini hem tiyatro hem de hikâye biçiminde kaleme almıştır. 

 Roman: Tütün Zamanı (Zeliş),Acı Tütün, Yağmurlar ve Topraklar, Viran Dağlar, Aşk da Gezer, Uç Minik Serçem

 8. SAMİM KOCAGÖZ ( 1916 -1993) 

*Hikâyelerin konularını yaşadığı Söke çevresinden ve Menderes vadisinin toprak sorunlarından almış, alışılmış teknik ve anlatıma bağlı kalarak sınıfsal çelişkileri, ekonomik nedenlerle değişen düzen ve dünya görüşlerini incelemiştir.

* Yalın ve akıcı bir dil kullanmıştır.

*Güçlü gözlemlere dayalı sağlam bir anlatım benimsemiştir.

 Roman: İkinci Dünya, Bir Şehrin İki Kapısı, Yılan Hikâyesi, Onbinlerin Dönüşü, Kalpaklılar, Doludizgin, Bir Karış Toprak, Bir Çift Öküz, İzmir’in İçinde, Tartışma, Mor Ötesi, Eski Toprak 

9. KEMAL BİLBAŞAR (1910 -1983) 

*Doğu Anadolu’daki feodal toplum yapısına ışık tutmuştur.   

*İnançlar, gelenek ve töreler, hayat görüşleri, çıkar çatışmaları ve yerli renklerle beslenmiş olayları gelenekçi bir anlatışla işlemiştir. 

*Anadolu köy ve kasaba yaşayışını folklordan yararlanarak masalsı bir dille anlatmıştır.

* Refik Halit’le başlayan memleket hikâyeciliğini, eleştirel ve sert bir gerçekçilik içerisinde ele almıştır. 

Roman: Cemo, Memo, Yeşil Gölge, Başka Olur Ağaların Düğünü, Denizin Çağrısı, Ay Tutulduğu Gece, Zühre Ninem

10. MAHMUT MAKAL

*Yazarlık hayatına yeni bir köy öğretmeni olarak Varlık dergisine gönderdiği köy mektupları ve notlarıyla başladı. 

*Bu notların toplandığı “Bizim Köy” kitabı geniş bir ilgi uyandırdı; edebiyatımızda köy edebiyatı çığırını başlattı.

     *Anadolu’nun köy ve kasabalarını, eğitim sorunlarını, öğretmen kıyımlarını ele almıştır.

 Eserleri:  Notlar (hikâyemsi izlenimler): Bizim Köy, Köyümden, Hayal ve Gerçek, Memleketin Sahipleri 

11. TALİP APAYDIN (1926 -2014 ) 

*İlk şiir ve hikâyeleri Köy Enstitüleri Dergisi’nde yayımlanmıştır. 

*Köy gözlemlerini notlar halinde kaleme almıştır.

* Konularını köy ve kasaba olaylarından alan hikâye ve romanlar yazmıştır. 

Roman: Sarı Traktör, Yarbükü, Emmioğlu, Ortakçılar (Sonraki basımda Ortakçının Oğlu adıyla basılmıştır), Define, Köylüler, Tütün Yorgunu, Toprağa Basınca…

 12. FAKİR BAYKURT (1929 – 1999)

*Köy Enstitüsü çıkışlı yazarlardandır. 

*İçinde doğup yetiştiği köylülerin hallerini anlatmaya çalışmıştır.  Özellikle Orta Anadolu bölgesini konu edinmiştir. 

*İnsanları, okurları aydınlatmayı, daha ileriye taşımayı görev edinmiştir.

* Köyün ve köylünün sorunlarını halkçı bir bakışla, yalın bir dille işlemiş, köylünün bilinçaltındaki çelişkileri yansıtmıştır.

Roman: Yılanların Öcü, Irazca’nın Dirliği, Onuncu Köy, Kaplumbağalar, Tırpan, Yarım Ekmek…

 13. DURSUN AKÇAM (1930 – 2003) 

*Gazete ve dergilerdeki röportajlarıyla edebiyat dünyasına girmiştir. 

* Kuzeydoğu Anadolu’nun köy ve kasaba hayatını, dertlerini sergileyen, etkili ve yalın eserler yazmıştır.

*Kırsal kesim gözlemlerini mizahi ve yalın bir üslupla anlatmıştır.  

Roman: Kanlı Dere’nin Kurtları, Dağların Sultanı, Kafdağı’nın Ardı, Ucu Ucuna Yaşam

 14. ABBAS SAYAR (1923 -1999

*Köy gerçekliğini döneminin köy edebiyatçılarından farklı olarak kendine has bir üslupla yansıtmıştır.

* Yozgatlı olan ve burada uzun yıllar yaşayan yazar, yapıtlarında genellikle Orta Anadolu’yu anlatmıştır.

*”Bozkırın romancısı” olarak bilinir.

* “Yılkı Atı” romanıyla geniş kesimlerce sevilmiştir. Yılkıya (başıboş) bırakılan bir atın doğadaki yaşam mücadelesini arka planda köy gerçekliğini, halkın yoksulluğunu da vererek anlatmıştır. 

*Oldukça şiirsel, günlük konuşma dilinin deyimlerin zenginleştirdiği bir dil ve anlatımı vardır. 

Roman: Yılkı Atı, Çelo, Can Şenliği, Dik Bayır, Tarlabaşı Salkım Saçak, Anılarda Yumak Yumak 

15. RIFAT ILGAZ

*Mizahi dille eser veren önemli yazarlarımızdandır.

*En ünlü eseri Hababam Sınıfı’dır.

*1982’de Yıldız Karayel romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı ve Madaralı Roman Ödülünü almıştır.

Romanları:Hababam Sınıfı, Yıldız Karayel, Karartma Geceleri, Pijamalılar, Sarı Yazma, Halime Kaptan…