– Bu dağa adıyla sanıyla Kara Dağ derler. Başını duman bürümüş, deyip giderken bunlar susadılar. Dağda su ararken duman çöküp birbirlerini kaybettiler. Bu kadar aradılar, bulamadılar. Kerem eyitti:
– Yarabbi, bir taraftan Sofu’yu ve bir taraftan sevdiğimi kaybettim. Benim halim ne ola? Başıma neler geldi? Bu genç yaşımda anama babama hasret kaldım. deyip ağlayarak aldı sazı eline, bakalım ne dedi?
Aldı Kerem:
Arzuladım geldim Kara Dağ seni
Nedir bu çektiğim elinden senin
Aktı çeşmim yaşı Ceyhun’a döndü
Aceb kimler geçer selinden senin
- Yukarıdaki parça hangi metin türünden alınmıştır?
- Bu metin türünün beş özelliğini yazınız.
- Aşağıdaki cümlelerde yer alan boşlukları doldurunuz.
- Modern anlamda ilk hikaye edebiyatımıza ………………….döneminde girmiştir.
- İslamiyet Etkisindeki Türk edebiyatı;………………ve ……………….olmak üzere iki döneme ayrılır.
- Şairlerin şiirlerinin toplandığı deftere halk edebiyatında……………………., divan edebiyatında …………………….denir.
- İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı’nda ……………., ………………ve…………..olmak üzere dört nazım şekli vardır.
- Batı Türkçesi sırasıyla…………………………………, …………………………… ve ………………………..evrelerinden geçmiştir.
- Irk Bitig ve Altun Yaruk ………………………alfabesiyle yazılmışlardır.
- Edebiyatımızdaki ilk mesnevi………………………………………………..’tir.
4. Aşağıdaki ifadelerin karşısına Dede Korkut Hikâyeleri mi, halk hikâyesi mi, cenkname mi, mesnevi mi olduklarını yazınız.
- Beyit nazım birimiyle yazılır……………………….
- Nazım- nesir karışıktır…………………………….
- Hz. Ali’nin kahramanlıkları sıkça işlenir…………………………….
- 15.yy.da yazıya geçirilmiştir ancak yazıya geçiren belli değildir…………………………….
- Aşıklar tarafından anlatılırlar ve genellikle aşk konusu işlenir………………………………..
- Her beyit kendi arasında kafiyelidir……………………………………………
- Bu türün ilk örneği Kutadgu Bilig’tir……………………..
- Oğuzların yaşadıkları mücadeleleri anlatır……………………….
- Genellikle mutsuz sonla biter…………………………
- Hayber Kalesi buna örnek gösterilebilir………………………..
- Fars edebiyatından alınmıştır…………………
- Yakın zamanda Türkistan Gümbet’te üçüncü nüshası ve kayıp olan üçüncü hikayesi bulunmuştur…………
- Destandan halk hikayesine geçiş eseridir…………………..
- Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Ferhat ile Şirin en ünlüleridir…………………..
- Aruzun kısa kalıplarıyla yazılmıştır………………………..
- Çoğunlukla bir aşığın (genellikle de rüyasında bağlama çalmayı öğrenen ve âşık olan) aşkı için yollara düşmesi, sevgilisine ulaşmak için birçok badire atlatması, çoğunlukla da sevgilisine kavuşamaması anlatılır……………….
- Beyitleri arasında konu bütünlüğü vardır………………………
- Fasıl, döşeme, asıl konu, sonuç –dua ve bazen de efsane bölümlerinden oluşur…………..
- Beyit sayısı sınırsızdır……………………..
- Din adına savaşan kahramanların amacı, dini tebliğ etmek, gayrimüslimler ile olan problemleri ortaya koymak ve bunları çözüme kavuşturmaktır………………………….
- İlk söyleyeni belli olmadığı için halkın ortak malıdır ve anonimdir……………………..
- Olay çevresinde gelişen manzum bir türdür………………..
- Vatikan ve Dresden’de nüshaları vardır…………………….
- Deli Dumrul, Bamsı Beyrek, Boğaç Han en çok sevilen anlatılardır……………………
5. Aşağıdaki cümlelerdeki ifadelerin Tanzimat, Serveti Fünun ve Milli Edebiyat hikâyesinden hangisine ait olduğunu karşılarına yazınız.
- Yazarlar kişiliğini gizlemezler……………….
- Daha çok İstanbul ve saray çevresi anlatılır………………
- Oldukça sade bir dille yazılmışlardır…………….
- Sanat için sanat anlayışı ile yazılmışlardır…………….
- Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı anlatılır………………
- Teknik açıdan zayıftır……………….
- Halit Ziya bu dönemin en ünlü yazarıdır……………………..
- Dil sadeleştirilmeye çalışılmış ama başarılı olamamıştır………………..
- Daha çok romantizmin etkileri görülür…………………
- Anadolu insanı ve köy yaşamı işlenmeye başlanmıştır…………………..
- Tesadüflere çokça yer verilir…………………..
- İlk yerli hikaye bu dönemde yazılmıştır…………………..
- Dağa Çıkan Kurt, Memleket Hikayeleri, Gurbet Hikayeleri ve Tanrı Misafiri adlı hikaye kitapları bu dönemde yazılmışlardır………………………….
- Yazar durduk yere olayın akışını keser ve farklı konular hakkında ansiklopedik bilgiler verir………….
- 1911 yılında Selanik’te Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının çıkardıkları Genç Kalemler dergisinde yazılan Yeni Lisan makalesiyle başlayan dönemde yazılan hikayelerdir………………
- Hace-i Evvel olarak bilinen ve yazı makinesi lakabıyla da anılan yazarımız bu dönemde yazmıştır……..
- Dil şiire göre sade olsa da yine de ağırdır. Sanatlı bir dil ve söyleyiş tercih etmişlerdir……….
- Esaret, aşk, yanlış batılılaşma gibi konular işlenmiştir…………….
- “Sanat toplum içindir.” anlayışı hakimdir……………
- Pandomima kitabından alınan Kediler adlı öykü bu dönemde yazılmıştır.………………………….
- Kahramanlar çoğu zaman tek yönlüdür…………………
6. Aşağıdaki ilklerin adını ve yazarını yazınız.
İlk hikâye kitabımız | ||
İlk mesnevi | ||
İlk yerli hikâye | ||
İlk yazılı belgeler | ||
İlk modern hikaye |
- Aşağıdaki tablodaki boşlukları doğru bilgi ile dolduralım.
Hikâye | Yazarı | Dönemi |
Müsameretname | ||
Ahmet Mithat Efendi | ||
Samipaşazade Sezai | ||
Yalnız Efe | ||
Yakup Kadri Karaosmanoğlu | ||
Harap Mabetler | ||
Memleket Hikâyeleri | ||
Tanrı Misafiri |
- Aşağıdaki kelimeleri bir fiilimsi bir de çekimli fiil olarak cümle içinde kullanınız.
- Görecek:
Fiilimsi:
Çekimli fiil:
- Saplanmış:
Fiilimsi:
Çekimli fiil:
- Çalmadık:
Fiilimsi:
Çekimli fiil:
- Görünmez:
Fiilimsi:
Çekimli fiil:
- Güvenilir:
Fiilimsi:
Çekimi fiil:
- Aşağıdaki cümlelerde yer alan isim-fiilleri bulunuz.
- Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;
Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır! (Tevfik Fikret)
- O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler. (Can Yücel)
- Gülüşüne bin kurşun sıksa da ölüm
- Unutma ki umuda kurşun işleme gülüm. (Nazım Hikmet)
- Bir bakış bir aşığa bilsen neler anlatır
Bir bakış bir aşığı senelerce ağlatır. (Victor Hugo)
- Gülümsedim o sıra,
Bazen sevinirim,
Sevinmek nedense hep yedi yaşında
Ve ah… dedim sonra,
Ah! (Didem Madak)
- Aşağıdaki cümlelerde yer alan zarf fiillerini bulunuz.
İnsan çıtır ekmeği ısırdığında,
Kırıklar dolar kucağına,
İşte orası umudun tarlasıdır.
Ve orada başaklar ağırlaştığında,
Sayısız ah dökülür toprağa. (Didem Madak)
- Aşağıdaki cümlelerdeki sıfat-fiileri bulunuz.
Ahlat ahların ağacıydı,
Yaşlanmaya başlayanların,
İtiraf edilememiş aşkların,
Evde kalmış kızların.
Ahlat ahların ağacıydı,
Cezayir nasıl cezaların ülkesiyse,
Öyleydi işte. (Didem Madak)
- O şehirde gene şarkılar söyleniyordur
Karşılık görmemiş sevgiler üstüne
Işıkları sönmüş odamda
Yarım kalmış şarkımı duyuyor musun
Beni sorarsan gene yapayalnızım
Sen sıcak döşeğinde rahat uyuyor musun (İlhan Geçer)
- Aşağıdaki dizelerde yer alan fiilimsileri bularak türlerini yazınız.
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya (Ataol Behramoğlu)
- Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
Git de şen şakrak geçen günlerime gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle. (Cemal Safi)
- ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin… (Attila İlhan)